1970 yılında demirel hükümetinin sendikalar kanunundaki maddelere kısıtlamalar getirerek disk'i kapatma zemini yaratması üzerine disk hükümetle görüştü fakat bir sonuç alınmadı. bunun üzerine disk direniş ilan etti. sosyalist oluşumlar ve dev genç'e bağlı 48 örgüt direnişi destekleme kararı aldılar.
disk üyesi işçilerin direnişine türk-iş üyesi işçiler de katıldı. 15 ve 16 haziran'da istanbul'un dört bir yanında çıkarılan yeni yasaya isyan eden işçiler direnişe geçtiler. devrimci öğrenciler de bu tarihi direnişte işçilerle birlikte mücadele ettiler.
o günleri esat korkmaz "kafa tutan günler -68 güncesi" isimli kitabında şöyle anlatıyor:
"disk'in açıklamasına göre ilk gün eylemlerine, '115 işyeri'nden "75 bin" işçi katılmıştı. tdgf [türkiye devrimci gençlik federasyonu] istanbul bölge yürütme kurulu 15 haziran gecesi değerlendirme toplantıları yaptı ve ikinci gün eylemlerinde işçilerle daha etkin biçimde dayanışmak ve yürüyüş kollarını kentin merkezine, taksim'e getirmek için işçilerin yoğun olarak bulunduğu semtlere yayılma kararı aldı.
16 haziran salı sabahı anadolu yakasında kadıköy ve üsküdar'a doğru yürüyüşe geçen işçilerin yolu polis ve asker barikatı tarafından kesildi. işçilerle güvenlik güçleri arasında ilk büyük çatışma burada çıktı: işçiler ellerindeki sopa ve çubuklarla polislere karşı saldırıya geçti ve onları geri çekilmeye zorladı; bu kez askerler süngü takarak işçilerin üstüne yürüdü, ancak yürüyüş kollarını durdurmaya yetmedi. aynı saatlerde avrupa yakasında topkapı ve alibeyköy'den eminönü-unkapanı yönünde on binlerce işçi yürüyüşe başlamıştı."
15-16 haziran işçi direnişi türkiye'de işçi sınıfı tarihinde bir dönüm noktasıdır. aynı zamanda öğrenci hareketinin devrim için işçi sınıfının öncü rolünü iyice öne çıkardıkları harekettir.
15-16 haziran'dan sonra sendikacılar, işçiler ve öğrenciler tutuklanarak 28 haziran'dan itibaren sıkıyönetim mahkemesi'nde yargılanmaya başladı. 260 sanıklı davada eylül ayında tutuklu sanık kalmamıştı. dava daha sonra çıkan genel af ile düşecekti. fakat 12 mart askeri cuntası ile dava yeniden gündeme geldi ve aralarında dev gençli militanların da olduğu "ihtilal provacıları" ihtilal provası yapmak suçundan yargılanırlar.
istanbul 2. no.lu sıkıyönetim askeri mahkemesi'nin 970/39 esas sayılı dev-genç davası ile ilgili dosyada suç unsuru olarak kullandığı dev gençlilerin aralarında geçen telefon konuşmaları ile ilgili bant tapelerinden bazı örnekler aşağıdaki gibidir:
[alıntı]
haşmet atahan: (h) ilkay alptekin: (i)
i- haşmet, burada çatışma oldu. işçi arkadaşlardan yaralananlar var.
h- anlaşılmıyor.
i- işçi arkadaşlardan yaralananlar var, ne yapılıyor bizim okulda yahu.
h- bir saniye yahu anlaşılmadı.
i- ne yapılıyor bizim orada?
h- burada mı?
i- ha.
h- ha, şimdi bak, arı bisküvi'nin önünde işçiler toplanmışlar, ıv. levent'te doğru yürüyüşe geçmişler.
i- tamam.
h- bundan, çatışmadan haberi varmış bu yürüyüşe geçen işçilerin.
i- evet.
h- biz buradan arkadaş çıkarttık oraya.
i- herifler devamlı ateş ediyorlar, arkadaşlara haber verin tedbirlerini alsınlar. (…)
haşmet atahan: (h)-yavuz hakyemez: (y)
y- ben yavuz, burası çemberlitaş, 10.000 den fazla işçiyi çemberlitaş'a kadar getirdim.
h- evet.
y- hâlâ sirkeci'ye doğru yürüyoruz.
h- yürüyün, yürüyün.
y- şimdi tam çemberlitaş sineması'nın önündeyiz tamam mı? sesler geliyor zaten duyuyorsun.
h- duyuyorum.
haşmet atahan: (h) nahit tören: (n)
h- kırk kadar tank geldi dediler.
n- ee, ee.
h- ve hareket pasifize oldu dediler, nedir durum anlatsana.
n- nereye kırk tane gelmiş.
h- demir döküm'ün oraya.
n- yahu, sabahtan beri var zaten tanklar filan. topkapı tarafında filan var.
h- haa.
n- önemli değil, yollar üç dört tane yol açık durumda. (…)[4](fk/ezö)
*işçi sınıfı sendikalar ve 15-16 haziran, turgay arınır- sırrı öztürk, sorun yayınları, 1976.