Genler bireysel hareketlerinde kararlı , bencil ve kendisini birçok kere kopyalayacak dna ve moleküller yaratmak adına süreklidir . Gezegenimiz henüz büyük patlama sonucu değişik moleküller içeren elementlerin buhar ve toz bulutlarının yoğunlaşması ve belirli enerji altında birbirleriyle etkileşime giren atomların katılaşıp maddeler oluşturmadan önceki halini tahmin edemeyiz. Ancak bu bize büyük patlamanın illa ki bir çeşit yaşam formu ortaya getirmiş olduğunu da ispatlamaz. Ve belki aynı büyüklükteki bir başka patlama sonucu atomlar sonsuz kere parçalanıp insan dışı varlıkları da ortaya çıkarabilecek bir evrimsel sürece tanıklık edecek ve bunun çoktan olmadığını da iddia edemeyiz zira evrimsel birikim sürecinin 3 bin milyar önceki başlangıç noktası ile günümüze bağlanan elimizde sadece yaşadığımız bir gezegen ve galaksideki tanındık yıldız ve başka gezegenler vardır. Bir gen dominant olma yolunda kendi karşılığı ve rakibi olan birçok allel geni yenerek dominant çıkar ve kendisi ile uyum içerisinde çalışan diğer genlerle sınırlı ve aşamalı bir devamlılık sağlar. Atomlar da aynı şekilde varlıklarını devam ettirirler. Ve genetik türler , farklı cinsleri , farklı cinslerde genetik sınıfları ortaya çıkararak doğal seçilimin yasalarıyla bir anlamda ölümsüz bir şekilde var olmaya devam edebilirler . Elbette ileri düzeyde değişim ve farklılık geliştirerek ve belki de daha mükemmele doğru bir gelişim . Burada önemli olan bizim genlerimizdir. Ve vücudumuz (insan formu) bir gen açısından ( dna ve kromozom sarmalları) sadece bir doğal habitat ortamıdır. Genler bizi sadece hayatta kalabilmek için kullanmaktadırlar. Ve hayatta kalabilmek adına insanı kalp , göz , el-ayak gibi organları en iyi kullanabilecek şekilde evrimleştirmektedir.
Kısa sözün özü , insanoğlu büyük patlama sonucu hiç varolmayabilirdi ve ben şimdi varolduğun için şanslı sayabilirim ; ancak öleceğim için de oturup kendimi bir hayali tanrı'ya adayıp kurgusal saçmalıklarla ölüme karşı avutacak kadar da kör cahil değilim.