çamurun içinde oynamak. çamurdan baraj yapmak. sağlam olması için duvarın içini taş ve dallarla desteklemek. kesilmiş laminant parke parçasının altına bire bir formda uygun olarak kesilen straforu yapıştırmak ve barajın içinde biriken suda yüzdürmek.
hatta estetik gözüksün ve birazda yelkenliye benzesin diye kare formlu parke parçasının ortasına çivi çakar, o çiviye de keserek yelken şeklini verdiğim karton parçasını yapıştırıcı ile monte ederdim. parkenin köşelerine minik petek çivilerini çakardım. köşe çivilerin tam ortasına da petek çivisi çakardım. sonra bu çivilerin etrafından üç sıra ip dolar, boks pisti gibi bir görüntü yaratırdım. teknenin sınırlarını oluştururdum yani. duba gibi olurdu. baya bir yük taşıyordu. yük dediğim taş falan işte..
velhasıl; çamurun, kumun, taşın toprağın içinde oynamayı, kendi oyuncaklarımı yapmayı özledim.*