olayın sözde soykırım olarak ele alınması çok daha doğru olacaktır. soykırım olabilmesi için bunun devlet güdümlü olması ve ayrıca bilerek ve istenerek ermenilerin tümüne yönelik hayatlarını tehdit eden bir durumun oluşması gerekirdi. oysa ki yaşanan olaylarda, ermenilere yönelik saldırıların devlet eliyle yapılmış olduğunu kanıtlayacak yeterli bilgi ve belgeler mevcut değildir. belgeleri boşverin, duruma mantık çerçevesinde bakarasak, ermeni vatandaşlarının tehcir edildiği yerler bellidir. dünya savaşı sonrasındaki kaos ortamında, türk vatandaşlarının ermeni vatandaşlardan gelebilecek tehlikeleri düşünerek, bulundukları yerlerden uzaklaştırılmalarını sağlamaları, rusya sınırları içerisindeki azeri vatandaşlarının direkt rusya devletinin ve ermeni tarafının güdümünde, vatanlarından edilerek türkiye'ye sürülmelerinin ve kaçarken yolda birçok kayıplar vermelerinin yanında daha anlaşılabilecek bir durumdur. Ayrıca daha yakın zamanlarda Ermenilerin Azerbaycan'a bağlı Hocalı'da yaptıkları katliamın medyada sözü bile edilememektedir. Türkler bu konuda seslerini duyurmadıkça, ermeniler lobi faaliyetlerinin yanında system of a down adlı grubun da katkılarıyla, sözde Ermeni soykırımını tüm dünyanın gözüne sokmaya ve inandırmaya devam edecektir. Tarihçilerimiz nasıl bu kadar beceriksiz ve elleri kolları bağlı olabiliyorlar anlaşılır gibi değil. azerbaycan'dan sürülen bir türk vatandaşı olarak, azerbaycandan sürülürken, yolda ölen vatandaşlarımızla ilgili birçok olaya şahit olmuş dedem ve büyükannem. Bunları da gözönüne çıkarmak için, Türkiye'de maalesef büyük eksikliğini hissettiğimiz sivil toplum örgütlerinin yapılanması ve Türkiye'de ve dünyada anma günleri ile başlayarak seslerini duyurmaya başlaması gerek artık. Bu şekilde Hristiyan toplumunun sağduyulu kesiminin, sırf Hristiyan oldukları için Ermenilerin yanında olmaktan vazgeçeceklerini diliyorum.