kimse okumasa da

entry363 galeri
    259.
  1. Kendi kendime konuşmaya bile zorlanıyordum.
    inliyordu nefes almaya çalışan hırıltılar.
    Görme problemi çekiyordum ve anlamıyordum hayatın bana karşı kürek çekişlerini.
    Burnum akıyordu gözlerim sulanıyordu,soluduğum hava bana gaz odalarını anımsatıyordu.
    Sanki ben bozmuştum iklimlerin dengesini.
    Delirmişti gezegen ve üzerimize kimyasalları yağdırıyordu.
    Karnımızı doyurmak için pakete konmuş ürünleri aldığımızda iyi bir şey yapmıyorduk.
    Ufak ufak zehirlenirken mutlu insan tablosu veriyorduk resim sanatçısının kara kalemine.
    Kaçan balonlar gibi hastalandığımızda canımızın yandığı kadar küfürler edip kendi arabamızı kendi duvarlarımızı tekmeliyorduk.
    Para kazanırken para kazanmayı sevmiyorduk.
    iyi yaşamayı seviyorduk parayı değil.
    Paranın şart olduğunu ret ediyorduk.
    Geride kalanları düşünüp hayatımızı trajedi altında kurgulayıp yalnız yürüdüğümüz sanatsal sıcak asfaltlarda anlamaya çalışıyorduk.
    Kendimizi ve hayatı karşı karşıya getirirken ikisini bir meyhanede birleştirip derin hikayeler konuşup yazmaya çalışıyorduk.
    Hayal kurma yeteneğimiz yerinde duruyordu ama kendimizi oyunun bir parçası zannediyorduk.
    Ufak bir virüs parçası yetiyordu hatırlatmaya koca gövdeye.
    Canı yanan beden aklı başına gelir gibi büyük bir isyanla bakıyordu hayata.
    Sağlık sorunları,parasal yetersizlikler,yeteneksizlik ve anlaşılamamak.
    Öldüren rahatsızlığın semptomlarında dayanması zor olan etkilerinde tutunmak hayata sınav dedikleri.
    Hasta olmak zor zanaat,adamın aklını başından alıp gidiyor.
    Hasta adam olmanız fark etmiyor merdivenleri çıkmak zorundasınız.
    ister koşarak ister yürüyerek.
    Emekli maaşı emekli ikramiyesi yada hediye sayısal loto kazancı.
    Savaşçı gibi tek bildiği işini en iyi yapması.
    Dilekleri var tabi.
    Özgür bir karaciğer ve sonsuzluk istiyor düşüncelerine.
    3 ...