Süt ve peynir konusunda düşünmeye başlayıp bir sürü cümle kurup konuyu kırmızı ve beyaz ete bağlamak çoğu kimsenin dikkatini çekmiyor.
Sihir çubuğuyla büyülenmiş gibi davranışlarda bulunanlar doğru söylenen sözlerin hepsini kulak arkası ediyor.
Boşvermişlik kaplamış herkesi.
Çaresiz kabullenişler törpülemiş insani tarafları.
Yirmi bir günde büyüyen market tavukları ve pahalıya satılan kafes balıkları sırf biz yiyelim diye güneşi andıran ışıkların altında işkencelere maruz kalıyor.
Düzgün beslenmeyi bilmeyen insanlar için katledilen soluk alışverişi yapanlar.
Zeytin alanlarının kıymetini bilmezsin sağlıklı kalmak için bir sürü yollar denersin.
Kömür kullanmazsın ama kömürün hala kullanıldığının ve zararlarının farkında değilsin.
Çevremizde bulunan akıllı zannettiğimiz insanların duyarsızlıkların da geleceği kocaman bir karanlık görürsün.
Herkes kendi üzerine düşeni yapmalı en azından.
Evine hastalıklar gelmesin diye perdelerini güneşe doğru açmalı.
Doğru beslenme yöntemlerini kendi çapında araştırıp doğruya giden yolda azda olsa yol alabilmeli.
Sebebini bilmediğimiz insan bedenine ve genetiğine ihanetleri duyduğumuzda arkadaşına küsen küçük bir çocuk kadar tepkide bulunmuyoruz.
Oysa bizim güzel tepkilerimiz sert konuşmalarımız ve direnişlerimiz vardı.