orhan pamuk'u sırf populer diye birilerine hakaret etmek eylemini uygulamama taraftarı olduğum için okumaya kendimce anlamaya çalıştım..
kars'ı anlatırken ki o "bu memleket esasen türklerin değil kürtlerin ve de rusların mimarisini de onlar yapmış zaten türkler konmuşlar " paragraflarını , ya da osmanlı'ya inceden giydirirken ki "efendiler siz barbardınız , ancak savaş anıtları bıraktınız oysa canımın içi avrupa öyle mi" paragraflarını , kafka'ya sözüm ona jest yapayım derken karakterin baş harfini verip öyle devam etmesini (oysa ki dava'da k.dır adamın soyadı hiç verilmemişr) büyük bi sabır ve selametle okudum..
şimdi geleyim bu adamcağızı neden proust'un altınayazdığıma..kayıp zamanın izinde ve aforizmaları (ki kendi aforizma dememiş hayatı benden öğrenmenin yolları demiştir) dışında adam bilinmez bilinse de , kayıp zamanın izindeyi okuyan çıkmaz..çıksa da , kilise noldu sonu desen aa spoiler olur veyahut aa unuttum be ömrüm tükendi okuyana kadar zaten flan der , demezse ve cidden okumuşsa da tahminimce benim şu son diyeceğim der :
orhan pamuk tüm sanat camiasının takdirini kazandıysa ve müthiş iyi bi yazarsa , proust ne? gerçi tek proust değil bunun wilde'i var , kafka'sı var poe'su var var da var ama bilhassa proust'u seçmek istedim roman denince , işte sorarım proust ne?