adreslerin değil adressizliğin şairidir. Cemal süreya hayatı boyunca bir göçebe olarak yaşamak zorunda kalmıştır. Pek çok adreste bulunmuş ama çocukluğundan itibaren başladığı göçebelik, yurtsuzluk durumu hiç sona ermemiştir. Gilles Deleuze göçebe oluşu şöyle tanımlar;
"Göçebelik bir yerden bir yere gitmek değil, mevcut düzenin kendisine direnmektir."
işte bu durum yani bu direnme hali Cemal Süreya'nın şiirine bile sirayet etmiştir. Yapılan ilk dönem eleştirilerde "bir mısra diğeriyle ilgisiz" denilmekte hatta "aforizma" olarak bile tanımlanmaktadır. Oysa durum bunun çok dışında hatta ötesindedir. Cemal Süreya'nın mısralarında görülen bu durum onun yalnızlığının, yurtsuzluğunun ta kendisidir.