çok zengini büyük bir çam ağacı alır, koyar salonunun ortasına hediyeler filan.
zengini ufağından bir çam ağacı süsler geçer karşısına viskisini yudumlar.
az zengini büyüğünden bir yapay çam ağacı süsler geçer karşısına birasını içer
orta direği ufağından bir yapay çam ağacı süsler geçer yanına çayını içer, ışıkların şekil değiştirişini, camından yansıyan şekilini izleyerek yağmuru dinler.
hepsi geleceğini geçmişini senesini düşünür bu adamların. 1 hafta durursa o ağaç orada 1 hafta sıkılmazlar onun çevresinde vakit geçirip gözlerinin ona takılmasından.
güzel bir dekordur o an için.
yılbaşı gecesi sevdikleri gelir bi araya. insanlar her zaman yemediği yemekleri yerler, muhabbet her zamankinden neşelidir. çocuklar şen şakrak aileler 1 günlüğüne hatta biraz yapay da olsa mutlu olup kendi bütçelerince kutlama yaparlar.
siktir edin kimin bayramı kimin adeti olduğunu. kimi diyor hristiyanların öteki kanıtla türklerin bin yıllık geleneği diyor öbürü şunlara ait diyor.
bir günlüğüne en günahı buysa günaha batalım. çalıp çırpıp yetimin hakkıyla değil kendi analarının sütü gibi helal parayla yenilenden içilenden süslenen ağaçtan gideceksek cehenneme 1 günlük mutluluğun bedeliyse bu varsın bu olsun amk.
olum bırakın insanlar zenginlere mutlulara özensin lan bir günde, özentiyle de olsa hoşlaşsınlar mutlu olsun hayatta siktirmeyin yobazlığınızı.
