Akşamüstü kalkıp sofrayı kurdum, annem ile babam eve geliş saatine beş on dakika kala bir önceki günden kalan yemekleri ısınmaya koydum. Annem çok taktir etti bu hareketimi. Ne var ki, sofradan kalktıktan hemen sonra hata yaptığımı anladım. işgüzarlığım yüzünden yemeği her zamankinden önce yemiştik ve bu da herkes için, nasıl doldurulacağı bilinemeyen fazladan altmış dakika demekti. Annemin ağzı yüzü her zamankinden iki kat daha fazla seğiriyor, sigaraları ucuca ekleyen babam, oflaya puflaya volta atıyordu. Günü en az acı verici biçimde öldürmeyi sağlayan mükemmel rutini bozmuştum. Saat kaçta yemek yenir, kaçtan kaça kadar televizyon izlenir, kaçta tuvalete gidilir, kaçta zıbarıp yatılır… Yürütülen faaliyet ile zaman arasındaki ilişki evrimsel bir sürecin sonucuydu. Evrime müdahale etmek akıllı insanın yapacağı iş değildi.