sözlük yazarlarının içinden geçenler

entry336 galeri
    277.
  1. pencerede bir hayli bekledim. pencerede beklediğim yetmediği gibi çay bahçesine koştum.
    duyulan ses rağbet görür.
    deli gibi koştum. deli gibi bağırdım.
    buradayım, konuşurken yüzümün güneşe döndüğü kızıllıkta, ben buradayım konuşurken yüzüme pis sırıtışlarınız bulaşıyor.
    sokağa dökülen ses rağbet görür.
    aklımı kaçırdım deli gibi koştum.
    aklımı kaçırıyorum görüyorsunuz, çünkü akıl kuş gibidir uçtu mu gider demişti annem, allah’ım Bir anne olsaydım kahırdan ölürdük fakirlikten değil.
    dünya kalbime dolmaya başladı. kandırılmış gibi daha hızlı koşmaya başladım.
    ve işte kılıcım muaviye’den yana ve kalbim ali’den.
    şimdilik bilmiyorum her şeye gülebilirim. aceleye ne gerek var? tadını çıkaracağım ihanetin.
    Bu sokağı geçtikten sonra son... nefesim edepsiz bir ahenk. dirseklerimi masaya dayayıp dikkatlice süzdüm insanları.
    bir dakika, kalbim hızla çarpıyor, ordular kıpırtısız dağılıyor vücudumda.
    dakikalarca bekledim çay bahçesinde. beklemek; damarlarında kopukluk hissi, başağrısı, mide sancıları.
    belki de cansız yatıyordum, belki de kırmızı eteğim ve fersiz gözlerimde şatafatlı bir veda vardı.
    hayır, hiçbir kayıt yok.
    beklemek bir sanattı artık benim için, en çok bekletenin hayatına musallat olmak için kendimi var ediyordum.
    nasıl olsa bitmek tükenmek bitmeyen bir yol gibi uzanacağım yanına, huzur yüzü görmeyeceğim.
    ilk kim ateş etti diye sorma, biraz bahçeye çıkalım, biraz dünyaya.
    yüzyıllar önce güzel bir havaydı. Müthiş gergindik taptaze bir havayı soluyorduk.
    zaten bütün bunların hepsi çok saçma, deli gibi kandırılmaya, gönül rahatlığıyla gitmeye ihtiyacım vardı, hiç olmazsa kuvvetlice sarsılmaya.
    işte o an mesela yenilgiye uğramış, belki de en çirkin insandım.
    böyle bir kasım sabahında anlamsız heyecanımı tütünle bastırıyordum. geberdiğim yetmiyormuş gibi yürüdüm isa’nın Çarmıha gerilmiş hüznüyle. demek sende gördün.
    nasılsa unutman mümkün değil.
    yürüyelim. ne kavgaydı ama.
    ses giderek dağıldı.
    çıktım. içimde dipsiz eziklikle, adeta uyur gibi tek söz etmeden çıktım. henüz atanmamış bir zebaniyle karşılaştım.
    başım vuruluyor, celladıma nedenini soramıyorum. denge böyle sağlanır zaten.
    gökyüzüne doğru yürüdüm.
    olağanüstü bir şey yok, yine bir akşam anlatacak pek çok şey bulmuşken geçtim kapından. ağır bir müzik çalıyordu.
    çözümün ilk adımı kabullenmektir, bende öyle yaptım cehennemi alıp bağrıma bastım.
    gidecek olan herkes güzel bir sonbahar bekliyor. ileride mola vereceğiz, önce kadife dudaklarını bir kenara bırak.
    mağlup çekyat üzerime oturdu, benimle çelişiyor.
    6 ...