şöyle ki mevlana yunus emre gibi alimler, tasavvufi değerleri ile Allah aşkları ile bugünlere gelmişlerdir, tanınmışlardır, o sayede büyük insan olmuşlardır.
şimdi şöyle de biliyoruz ki Allah cinsiyetsizdir, bizim kendi değerlerimizi ona yontarak onu aklımızda canlandırmaya çalışmamız, şirk olarak öngörülüyor çünkü hayalgücümüz buna yetmez. ama dünyanın da bir kanunu var ki, nedense allah hep bir erkek imgesi ile karşımıza çıkarılmıştır.
mevlana yunus emre gibi bu denli Allah sevgisine sahip insanlarda, Allah'a olan aşklarını aktarırlarken, mesnevi de olsun, yunus emre'nin eserlerinde olsun, bizler genelde o aşkın Allah'a aktarıldığını unutuyoruz da saçma sapan romantizm değerlerimiz yüzünden, basit aşklarımıza yontuyoruz, derken bu insanların neye aşık olduğunu hatırlıyoruz ve gözümüzde hep erkek bir Allah canlanıyor, sonra bu insanların sanki erkek sevdiğini düşünüyoruz, böylesine malız...
bu mevlana'nın gizli eşcinselliği ki bunu ortaya atanlar da, genelde şems'e duyduğu sevgiden dolayı bundan bahsederler, oysa şems mevlana'ya tasavvufu aşılayan kişi olmuştur ve mevlana şems'de Allah sevgisini gördüm diyerek şemse saygı ve sevgi beslemiştir, amma velakin çarpık zihniyetli, kimileri kalkıp buna eşcinsellik deme cürretinde bulunmuşlardır...
yunus emre'den için de aseksual falan diyenler var, güler insan...
