"siyasal bilgiler fakültesi mezunu abdüllatif şener'in, kendisi gibi mülkiye mezunu olan gazeteci can dündar'a söylediği şu söz, adeta slogan haline geldi:
'her mülkiyeli'de biraz komünistlik vardır.'
şener, devlet bakanı ve başbakan yardımcısı iken, oğlu şamil ile birlikte küba'ya gitmişti.
küba'nın pek çok konuyu aşmış bir ülke olduğunu belirten şener, 'marksizmin küba'ya bir kimlik kazandırdığına inanıyorum.' demişti.
bir gazetecinin 'daha önce mülkiyeli olduğunuzu söylediniz ve her mülkiyeli biraz komünisttir demiştiniz, küba ziyaretinden sonra bu biraz komünistlikte değişiklik oldu mu' sorusuna, 'itiraf edeyim ki küba ziyaretinden sonra bu biraz komünistlikte herhangi bir değişiklik olmadı' cevabını vermişti.
şener, başka bir gazetecinin, 'che guevara ruhuna benzer bir ruh taşıdığınıza ilişkin yorumlar yapıldı, siz nasıl değerlendiriyorsunuz' şeklindeki sorusuna da şu yanıtı verecekti:
'ben kendimi tanımlayarak yoluma devam etmiyorum. yapılması gerekeni yapmaya, yapılmaması gerekenleri yapmamaya çalışıyorum, siyaset tarzımı da buna göre belirledim. ama bir politikacının siyaset tarzı, onu izleyenler tarafından değişik şekillerde kavramlandırılabilir, değişik benzetmelerle nitelendirilebilir. ama ben hiç bir zaman kendimi birtakım tanımlar içerisinde sunma çabası içerisinde bulunmadım.'
küba'da tanıştığı fidel castro'nun oğlu, küba atom araştırmaları merkezi başkanı fidel castro diaz balart, ankara'yı ziyaret etmiş ve şener'in konuğu olmuştu.
burdur'da cezaevinde yatan bir hükümlünün kendisine gönderdiği boncuklardan yapılmış che guevara tablosunu ve mevlana'nın 7 ciltlik mesnevisi ile kütahya porselen'in bir vazosunu fidel castro diaz balart'a hediye etmişti."
sırrı yüksel cebeci
-halk'a ve olaylara tercüman gazetesi-
03-08-2008