görüşme bitti.
gökçek saray'dan ayrıldı.
ne saray'dan, ne gökçek'ten açıklama yok.
karşılıklı restleştiler bence.
melih gökçek "kolay lokma değilim" mesajını verdi.
24 sene.
dile kolay.
o makamda 24 senedir oturuyor adam.
her şeyden önce seçilmiş.
günler önce de tavrını ortaya koyuyor;
"ben kadir topbaş değilim" diyor.
vallahi bu gece ne olduysa oldu.
ama melih gökçek, erdoğan'ın karşısına, fabrikatör saim bey'in karşısına çıkan yaşar usta gibi çıktı.
fabrikatör saim bey, erdoğan.
yaşar usta ise melih gökçek'ti.
bak beyim, sana iki çift lafım var.
koskoca adamsın. paran var, pulun var, her şeyin var.
milyonlarca aktroll var emrinde.
yakışır mı sana ekmekle oynamak.
yakışır mı benim gibi hizmet etmiş birini sokağa atmak, aç bırakmak.
ama nasıl yakışmaz?
sen değil misin en yakın kankana bile acımayan, bir damlacık saaddeti çok gören.
anlamıyor musun beyim, bu millet beni seviyor.
ama ben boşuna konuşuyorum. milli iradeyi takmayan adama sevgiyi anlatmaya çalışıyorum.
hıh. sen büyük patron, reis, bop eş başkanı, tek adam tayyip bey.
sen mi büyüksün?
hayır ben büyüğüm, ben, melih başgan...
sen benim yanımda bir hiçsin, anlıyor musun, bir hiç.
gözümde pul kadar bile değerin yok.
ama şunu iyi bil, ne oğluma ne de gelinime, ne de ankara'da kurduğum düzene hiç bir şey yapamayacaksın.
yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi.
çünkü biz birbirimize kandırılmayla, aldatılmayla değil, rantla parselle bağlıyız.
bizler birbirimizi seviyoruz. biz bir teşkilatız.
biz güzel bir teşkilatız...
bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun?
dokunma artık makamıma.
dokunma çocuklarıma. dokunma oğluma. dokunma düzenime...
eğer onların kılına zarar gelirse ben, başkente dinozor heykeli dikmiş olan ben, melih başgan, hiç düşünmeden sürerim piyasaya tüm belgeleri...
anlıyor musun?
sürerim ve dönüp arkama bakmam bile...