hz muhammed

entry1374 galeri
    721.
  1. Resulullah sav demiş: Ben güzel ahlak üzere gönderildim. Zaten hayatını bilende bunu idrak edecektir.

    islam ordusu ile bir beldeden geçerken sokakta uyuyan köpek uyanmasın diye orduyu başka sokaktan geçiriyor.

    Resulullah sav sahabelerle sohbet ederken fakirin biri ona bir salkım üzüm getiriyor. Resulullah sav üzümleri teker teker yiyip gülümsüyor. Üzümler bittikten sonra sahabeler ya resulullah bize neden hiç ikram etmediniz diyor şaşırıyorlar. O' da diyorki; üzüm çok ekşiydi size verseydim yüzünüzü ekşitirdiniz o' da incinirdi.

    Kendisini kimseden üstün tutmazdı. Bir yolculukta, yemek yapılacağı zaman, herkes bir işe yönelince Resûlullah Efendimiz de, ben odun toplarım dedi. Yâ ResûlAllah! Sen istirâhat buyur! Biz toplarız dediler. “Evet! Sizin her şeyi yapacağınızı biliyorum. Fakat, iş görenlerden ayrılarak oturmak istemem. Allahü teâlâ, arkadaşlarından ayrılıp oturanı sevmez” buyurdu. Kalkıp odun toplamaya gitti.

    Eshâbının oturdukları yere gelince, baş tarafa geçmezdi. Gördüğü boş bir yere otururdu. “Benim için ayağa kalkmayınız! Ben de, sizin gibi bir insanım. Herkes gibi yerim. Yorulunca, otururum” buyurdu.

    Yemekte, giymekte ve her şeyde hizmetçilerini kendinden ayırmazdı. Onların işlerine yardım ederdi. Çarşıdan satın aldığını eve kendisi götürürdü. Kimseyi dövdüğü, sövdüğü hiç görülmedi. Her zaman hizmetinde bulunan Enes bin Mâlik diyor ki: Resûlullaha on sene hizmet ettim. Onun bana yaptığı hizmet, benim Ona yaptığımdan çok idi. Bana incindiğini, sert söylediğini hiç görmedim.

    Hastaları ziyâret eder, cenâzelerde bulunurdu. Gönül almak için, kâfirlerin ve münâfıkların hastalarını da ziyâret ederdi. Sabah namazlarını kıldırdıktan sonra, cemaate karşı oturup, “Hasta olan kardeşimiz var mı? Ziyâretine gidelim!” buyururdu. Hasta yoksa, “Cenâzesi olan var mı? Yardıma gidelim!” derdi. Cenâze olursa, yıkanmasında, kefenlenmesinde yardım eder, namazını kıldırır, kabrine kadar giderdi.

    Eshâbından birini üç gün görmese, onu sorardı. Yolculuğa gitmiş ise, hayır duâ edeı Mür, şehirde ise, ziyâretine giderdi. Yolda karşılaştığslümana önce kendi selâm verirdi. Misâfirlerine, Eshâbına hizmet eder, “Bir kavmin efendisi, en üstünü, onlara hizmet edendir” buyururdu. Bekçileri, kapıcıları yoktu. Herkes kolayca yanına gelip, derdini anlatırdı.

    Kahkaha ile güldüğü hiç görülmedi. Sessizce tebessüm ederdi. Bâzan gülerken mübârek ön dişleri görünürdü. Hep düşünceli, üzüntülü görünür, az söylerdi. Konuşmaya tebessüm ederek başlardı. Lüzûmsuz ve faydasız bir şey söylemezdi. Lâzım olunca, kısa, faydalı ve mânası açık olarak söylerdi. iyi anlaşılması için bâzan üç kere tekrar ederdi.

    Her çağırana, lebbeyk (buyur) diyerek cevap verirdi. Kimsenin yanında, ayaklarını uzatmazdı. Diz çöküp otururdu.
    1 ...