sivas'ta eski mahkeme çarşısı tabir edilen yere yakın, küçücük bir dükkanda kundura imalatı ve tamiartı yapan, külhanbey bir ağabeyimizdi. Yaşıyorsa allah selamet, öldüyse rahmet eylesin.
sivaslıydı deli naci, mert adamdı. alkolü görmüş, esrarı tatmış, dost hayatı yaşamış, vurmuş vurulmuş. bir kahpelikten haberi yok, o kadar.
dere tepe dümdüz söverdi, ama sebepsiz kimseye kızmazdı.
en son 8-10 sene önce gördüğümde rakıya tövbe etmiş, beş vakit namaza başlamıştı. yine de sabaha karşı saat dörtte, bir kış sabahında, damarına bastılar mı, basardı ayakkabının topuğuna, gelirdi çay ocağının orta yerine, yukardan aşağı ders verirdi hacemmilere. allah o'nun kalbindeki gibiydi, onlar ne karışırdı?