demokrasi zaten diktatörlüğe dönüşme süreci olduğu için olmaz.
mesela türkiye bunun en güze örneği ve demokrasinin neden tıkanma gösterdiğini de gösteriyor. mesela bir parti doyuma ulaştığı zaman ( yani hiç o seçmen dışında başka bir seçmenden oy alma gibi bir çabaya gerek duymaksızın zaten iktidar olabildiğin an) bu sefer demokrasi diktatörüğe dönüşecektir. çünkü başa gelen kişi zaten kendi seçmeninin isteklerini yerine getirse bile bu yeterli olacaktır ve azınlıkların ezimesinin ona oy vermemesi hiçbir sike yaramayacaktır.
demokrasi bu yüzden çoğunluğa sen haklısın, sen güçlüsün o halde git şunları ez demektir. sadece hegemonyayı azınlıklar ve alt sınıflar kanlı bir şekilde yönetimi ele geçirmesin diye var bu demokrasi ve azınlıklar ve alt sınıflar oy vererek bir şeylerin değişeceğini sanması da aslında onları pasifliğe itip bu olanı kader gibi algılatıyor. yani çoğunluk bizi eziyorsa kesinlikle bu doğrudur diye bir kafa var.
böyle bir şey yoktur ve demokrasi tıkanma noktasına geldiği zaman diktatörlük kaçınılmazdır. mesela abd de iki partili bir gidiş var ve istenilen de bu. hep bu iki parti seçiliyor eleniyor falan. neden bu oluyor peki?
çünkü muhalif olanlar mevcut güçle çatışabilmek için mecburen birleşmek zorundalar, bu da aslında iktidar dışında muhalifin ekstra çatışmasına ve birbirini yemesine neden oluyor ardından iktidar bunlar arasındaki ayrımı daha da körükleyerek saltanatını sürdürüyor.
dıştan bakarsanız demokrasinin tıkanıp( oy doyumuna ulaşıp) bir nevi azınlığı sürekli ezeceğini görürsünüz. demokrasi bir nevi bunları sabit tutup bu ezilmeyi meşrulaştırmak için var.
