benim berberim 18 senedir aynı.
aynı yerde.
18 senedir giderim, aynı traşı olurum.
yani insan kendi dükkanına gider gibi gidiyor.
samimi ortam, çaylar, kahveler söyleniyor, yemek vaktiyse yemek yedirmeden bırakmıyor sağolsun.
değdirmiyor mu?
değdiriyor tabi ibine, ama ben de rahatsız olmuyorum.
o gelmiş 43 yaşına, ben gelmişim 40 yaşıma, bu saatten sonra değdirse nolur, değdirmese nolur amk.
bakınız sene 2001, daha ülkemizde sir ağda mevzusu erkek kuaförlerinde pek yaygın değildi, bu lavuk ağda makinesini almış, ilk bende denedi.
nasıl yapıldığını falan da bilmiyor, acayip canım yanmıştı, ama olsundu.
arkadaşım bu işten para kazanacaktı, ilk bende denesin ki başka müşteride acemilik çekmesin.
kendisinin tam 3 çırağı ilk sakal traşlarını bana yapmıştır.
bu berberlikte çok önemli mevzu.
herkes çırağa boynunu uzatmaz, ama olsun, onlar bizim evlatlarımız, kardeşlerimiz. keseceklerse bizim yüzümüzü kessinler, başkasının değil.
şimdi her birinin ayrı ayrı dükkanları var, ama ben hep aynı berbere sadıkım.