maalesef hayat elemelerle dolu ve her geçen gün birini sen istemesen de hayat eliyor. elin kolun bağlı buna boyun eğmeye seni zorluyor ve gün geçtikçe kabul etmeyi, buna direnmemeyi öğreniyorsun. bu yüzden beklemek bende kalmadı. zaman ve şartlar etkisinde bir şeyleri istersem almak için çabalarım eğer olmazsa o ana saplanıp o anı ileriye taşımam çünkü bu bende kalıcı bir kayıp yaratır. sonra hayal kurar kendimi kendimle tatmin ederim. dışta hiçbir karşılığı olmayan boş kavramlar kargaşasında beynimi yorarım, bu beni güçsüz düşürür, yapmam gerekene, yeni şeylere olan ilgimi bitirir. gücümü de öldürür. bu yüzden git gide daha derine inen bir saplantıyla hayatımı mahvederim. bu da bana yakışmaz. çok hüzünlendim bak, bari sandviç yapmasaydınız ya da bana da bir parça bıraksaydınız. siz kadar ben de sevdim, benim de hakkımdı. el değişirken bir tur da ben binseydim ne olurdu.
duygularım çok karmaşık bu aralar. hüznümü ironiye çevirip bir savunma şekli geliştiriyor olabilirim. bu da tabi beni olaya kayıtsız yapıyor.