izleyicilerin her şeyi alkışlamak zorundalarmış gibi hissettirildikleri programdır.
olaya hiç bir etkileri de yok. hatırlarsınız, ilk programlarında not verme olaylarında seyircinin rolünden bahsetti yılmaz erdoğan. sonra ne oldu? "çok güzel hareketler diyenler?" klişesine döndü. öyle sorarsan herkes şap şap alkışlar tabi.
ersin isimli oyuncu, yani yılmaz erdoğan'ın yeğeni şahsiyet, çok fazla ön planda. doğulu ve saf oğlan rolüyle osursa alkışlanacak kıvama geldi. sanıyorum ki diğer sezonda böyle olmayacaktır.
anlatıcı kişi, programın ismini sunarken çok güzel hareketler demekte. daha önce de söylemiştim, madem böyle o zaman ismini öyle koyaydınız. yılmaz erdoğan, ekibin hocası, eyvallah. fakat seyircilerin hocası gibi davranmayı bırakmalı. -bana ne oluyorsa sank, alt tarafı izleyiciyiz- puan sistemi illaki olacaksa, biraz inandırıcı olmalı.
bazen çok bayık laf esprileri, garip şakalar, gereksiz mizansenler yaşansa da oldukça neşeli program aslında. fakat oyuncuların, piyasada yer edinen, iyi oyuncular olarak görülmesi için, yılmaz erdoğan'ın çömezleri modundan hafif hafif sıyrılmaları lazım. en azından tv'de gösterilen bölümlerde daha az yansımalı. yoksa, adam gibi not verilmeyen bir ortamda, her boku alkışlayan ve her şeyi -hesapta- beğenen bir hocayla ilerleme oranı gittikçe azalacaktır. umarım komedi dükkanı'na dönüp tıkanmazlar.
