1- Ey insanlar! Rabbinizden hakkıyla sakının (da emirlerini tutup yasaklarından kaçının)! Çünkü o (kıyamet) anının zelzelesi gerçekten pek büyük bir şeydir. (Artık o manzarayı zihninizde canlandırın da, Rabbinizin emri üzere takva elbisesine bürünerek, o günün zorluklarından kendinizi kurtarmaya çalışın.
2- Onu göreceğiniz gün, her bir emziren dişi dehşete kapılarak emzirdiğinden (gafil bir halde) geçip gidecek/emzirdiğinden alıkonacak/emzirdiğini unutacak/her bir yük sahibi (gebe) de (vakitsiz olarak) yükünü düşürecektir. (Ey gören! O gün) sen insanları sarhoşlar (gibi) görürsün. Oysa onlar (gerçekte) asla sarhoşlar değildirler, lakin Allah’ın azabı pek şiddetli (olduğundan, onların aklını başlarından almış ve temyiz kabiliyetlerini gidermiş)dir.
imran ibni Husayn (Radıyallahu anh)dan rivayet edildiğine göre; bu iki ayet Beni Mustalik gazvesinde nazil olduğu gece Rasülllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) insanları toplayarak bu ayetleri onlara okuduğunda, o geceden daha fazla hiçbir gecede ağlandığı görülmedi. Sabah olunca sahabe-i kiram yüklerini hayvanlarından indirmediler, çadırlarını kurmadılar, yemek de pişirmediler. insanlardan kimisi ağlıyor, kimi de üzgün bir halde oturmuş düşünüyordu. Bunun üzerine Rasülllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): “Bu (ayette bahsedilen gün) hangi gündür?” diye sorunca: “Allah ve Rasülü bilir!” dediler. Rasülllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): “Allah-u Teal’nın adem’e: ‘Kalk, zürriyetinden cehenneme gidecekleri gönder!’ buyuracağı gündür! O zaman Âdem: ‘Cehenneme gidecekler ne kadardır?’ diye soracak, Allah-u Te`ala da: ‘Her binden dokuz yüz doksan dokuzdur!’ buyuracaktır”dedi.