zaten otuz yıl önceki teknoloji düzeyinde de yaşayabilirdim. insan hem şartlara uyum sağlayabilir, hem de rahatlık ve lüks ihtiyaca dönüşerek sanal bir tüketmeni beslemekte. ne demek istedim pek anlamadım burada.
neyse.
bu akıllı telefon denen zımbırtı, hiçbir yerine adımı yazmadığım halde bana adımla hitap ediyor. hadi onu geçtim, bir şeyleri tanımlarken yazmış unutmuş olabilirim. bilinmeyen bir numara arıyor, yani telefona kaydetmemişim. ama falanca olabilir mi diye alttan soruyor. maildeki etiketleri okuyup tahmin yürütüyor it. arabaya biniyorum, şurası açık oradan git diyor. her şeyi raporluyor, kaydediyor ve karşımıza çıkardığı reklamlardan izlediğimiz rotalara kaydediyor. mesajlar vb zaten kayıtlı, tüm yazışmalar da kayıtlı; allah bilir konuşmalar da kayıt altında.
hani, önemli biri olsak, banka hesaplarımıza da girer, borçlandırır, haberimiz bile olmadan icralık eder. kartlarla alışveriş yapar, bunları şimdi hacker dediğimiz kişiler yaparken, elinde tüm bu potansiyelin asıl nüvesini bulunduran dijital varlık kendisi aksiyon aldığında ne bok yenecek?
distopik filmlere artık saçma, hayal diyip geçemeyiz ki, belki de zaten hiçbiri öyle değildi. ben sevmiyorum bu gittikçe gelişen yapay zekayı arkadaş. ben internet yokken de arkadaşlarla buluşabiliyordum, sosyal hayatın getirdiği her tür aktivitede de bulunabiliyordum...noluyo lan ekrana bir şeyler oluyor...ben...ben...itaat edeceğim..itaat...