tanrı'nın doğum günü kitabından bir bölümde başlıktaki cümleye cuk oturan bir paragraf vardı. şu şekilde;
"kişi, namaz meditasyonunda huşû mertebesine erişemiyorsa, günün 5 vakti sırtına ağır bir yük aldığı hissiyle dolar. o aslında, bu yükün altına girmeyenlere imrenmektedir. kılmayanları bu yüzden suçlar. aynı kişi, bir gün bir yerde define bulacak olsa, o definenin yerini kimseye söylemez. defineyi aramayanları suçlamaz. bulduğu definenin yerini söylemeyen kişi, namaz konusuna geldiğinde insanlara dayatmacı oluyorsa bunun nedeni çok açıktır: kişi, hayatı boyunca günde 5 kez kazdığı o toprakta altına rastlayamamıştır." (sayfa/129)
acaba mehmet şevket eygi sözü edilen yazısında bahsettiği sabah namazında, gerçekten de bir şeyler bulabilseydi, hala o cemaatin 14 kişilik olmasından rahatsızlık duyar mıydı? yoksa kendini bırakıp milletin namazıyla uğraşmasının sebebi, içten içe o yük altına hiç girmeyen insanları kıskanmasından mıdır?