bu sözlüğe girmeden önce bir prensibim vardı: kimsenin ismi altına entry girmemek. ama bazen elimde olmadan kendimi tutamadan yapıyorum işte; olur da sazanlar kamışıma takılır.
az önce uludağ sözlük tv'de bir yudum insan programında yaşamını izlediğim yazar, hem de gözyaşlarıyla. küçük emrah izlerken dahi bu kadar ağlamamıştım. şimdi; ben ki bu yaşamla ilgili başlıklar açsam hemen, desem ki mesela bu acılı yaşam karşısında ereksiyonu yarıya indirmek ya da bunu okuyup da hala sevişen omurgasızlar; ne kadar hoş olurdu. olur muydu sevgili sözlük? ben yapmazdım. hele ki ortada bir terör saldırısı varken bunu yapmayı gururuma yediremezdim, ne kadar nefret dolu olsam da, ne kadar omurgasız olsam da. *