ulan hayatımda uğradığım en büyük hakaretti hiç unutmam. 2. sınıftayım, kardeşim 1. sınıfa başladığı yıldı. kardeşim benden daha yaramaz tabi okulda hoca daha 1. sınıf çocuğuna ceza ödevi vermiş artık ne yaptıysa bizimki. öğrendikleri kelimeyi herkes 1 sayfa yazacak bizimki 3 sayfa yazacak. tabi evde ben varken evin kıymetli çocuğuna o küçük ellerle yazdırırlar mı? arada bir yaş var ama bakıcısıymışım gibi davranılıyor. benim ödevim yok tabi dışarıda kardeşimle misket oynuyoruz akşam olmuş. annem bağıra bağıra beni çağırdı.
-lan ne geziyon dışarda sen! kardeşinin ödevi var. o çocuk nasıl yazsın geç içeri yapmaya başla. bu saate kadar gezmeyi sorarım ben sana!
dedi ve bir tane tokat patlattı. ses etmedim geçtim yazmaya başladım. kardeşim hava kararınca geldi üstü başı kirlenmiş. annem banyoya soktu onu. bana da gelip:
-arada gelip kontrol edeceğim. adam gibi yap.
dedi gitti. lan başımızda baba da yok ki gidip söyleyeyim. ödev bitmeye yakın son sayfam kalmış 2 sayfayı devirmişim annem geldi.
-nereyi yazdın?
dedi. yazdığım sayfaları gösterdim.
-aferin iyi yazmışsın.
dedi ve yazdığım sayfaları kopardı. defterin diğer yarısından da kopan sayfa belli olmasın diye kalanını kopardı. sayfaları önüme atıp:
-şimdi tekrar yaz.
dedi ve banyoya döndü. hayatımda uğradığım en büyük hakaretti. belki evire çevire dövse (ki yapmışlığı var o hissi de biliyorum) bu kadar zoruma gitmezdi. şimdi değişen bir şey var mı? günümüze gelip bakarsak el kaldıramıyor artık ama kendisine gerizekalı diyen, facebook kullandığı için or.spu yakıştırması yapıp annesiyle konuşmayan, anne bile demeyen kardeşim; evinin faturalarını ödeyen, yalnız kalmasın diye kendi hayatını kurmayan, tüm nazını çeken ve bir gün olsun saygısızlık yapmayan benden daha değerli. bu konudaki fikrim: annemin evlenmeden önceki sevgilisinin çocuğu olabilirim ve kardeşim nikahlı eşindendir. bu yüzden olabilir bütün bu muamele. ya da daha kuvvetli ihtimal s.ken yaranır.