birazdan uzun uzadıya çocukluğuma dair hatırladığım tek anımı anlatacağım başlıktır. küçükken yenilen dayakları içermez.
daha sekiz bilemedin dokuz yaşındayım. kuzenlerim ve bir kaç arkadaşla birlikte saklambaç denen oyunu oynuyoruz. o zamanlar bizimde kırmızı bir bmw aracımız var. bmw dediğime de bakmayın. hani şu tek kapılı olan, dandirikler var ya. o zamanlarda satılsa doğru dürüst para getirmez yani. ama babam arabaları da çok sevdiğinden pırıl pırıl bakar arabasına. oturduğumuz binanın hemen girişindeydi araba. oyun oynarken çocuk aklıyla arabanın arka kapağına oturuyorum. bende ki mantık şu: bit kadarım görünmem zaten. GÖRÜNÜYORMUŞUM. her neyse, oyun sırasında kuzenlerimden biriyle tartışmıştık. ben gelemezdim öyle şeylere. huzursuzluk hoşuma gitmiyor tabi. bıraktım oyunu geçtim eve.
ertesi sabah uyanıyorum. babam yanımda çok fena bağırıyor. çok kızgın ama. hayatımda ilk defa o kadar kızgın gördüm onu. bana seslendi, gel benimle. çıktım dışarıya. arabanın arkasını gösterdi bana. kocaman harflerle kuzenimin ismi yazıyor. bildiğin arabanın bagaj kapağını anahtar gibi bir şeyle çizip ismini yazmış psikopat.
dipnot: kuzenimle hala konuşmuyoruz.
her neyse işte. ben diyorum ben yapsam niye onun adını yazayım. babam diyor dün burada siz oynuyordunuz, görmedin mi? sonra bir arkadaşım geldi babama benim bir gün öncesinde arabanın bagaj kapağına oturduğumu söyledi. ama ben nasıl topuk. ayaklarımı kıçıma vura vura apartmana girdim. beşinci kata kadar çıkmışım. en son beşinci kattaki komşunun kapısını çalıp hiç bir şey söylemeden destursuz evlerine daldım. korkudan bir saat boyunca hiç çıkmadım evden. babam çocuklarına el kaldırmaz asla. ama o anki çocuk aklıyla kaçıyorum hunharca. tanımadığım bir kadının evindeyim. korkuyorum ama beş dakika falan sürüyor. kadın çok neşeliydi. bana ne kadar tatlı varsa evinde hepsini ikram etmişti. bu vesileyle babam sayesinde beşinci kattaki komşuyla tanıştım. sonra kankitella olduk kendisiyle. evinden çıkmaz oldum.
bir saat geçti, ben artık yüzsüzlüğü bir kenara bırakıp komşunun evinden ayrıldım. kendi evimize yaklaşıyorum ya elim ayağım nasıl titriyor. eve girdim, ve babam benden özür diledi.
biliyorum pek heyecanlı sayılmaz ama çocukluğuma dair aklımda kalan tek anım. okuduğunuz için teşkürler.
editorus: babamdan değil de arkadaşlarımdan çok dayak yedim ya. iyi dayak attığımda oldu ama, hakkımı yemeyeyim.