geleneksel 3 haziran nazım'a sövme gününe misilleme amaçlı olmayan şahsi fikirlerimdir:
geçmişinde ne yaptığının hiçbir önemi yok. kim olursa olsun bir şair için harfleri nasıl dansettirdiği iddialarını sanatta 2. planda tutan biri olsam bile bunlardan daha önemlisi bence:
ortaokul kafiye şiirleri yazan, kafayı ölümle bozmuş, bu dünyaya, çalışana, üretene, ezilene, kısacası diriye hayrı olmayan; evrensel(bildiğin dünya) bir mesajı, somut yaralara merhemi olmayan, suya sabuna dokunmayan bir şairdir.
kapıkule'den, hatta habur'dan sonrası yoktur, bilinmez. bencildir*. tek derdi kendi ve ahiretteki akibetidir. aynı korkudan muzdariplerin bayraktarıdır. korku imparatorluğunun kafiyeli tellalıdır.
hakkında anlatılan 2-3 marifet de, ya birine dediği ''çukur'' sıfatı, ya da gödünü sildiği eli olan sol eli üzerinden insanlığın sol dediği vicdana, akla; aklınca ''ancak gödümdeki bokla muhatap olabilirsin'' anlamında hakaret etmesi vs vs.. peeh! what a şairane.
devletin verdiği ünvanın hiç bir önemi yoktur. aynı devlet, nazım hikmet'i yok saydı da hiç mi oldu n.h.? hiç işte.
sevenlerine lafım yok. sevmeye devam edin. bence'ye saygı duyun yeter.