ben bu kızın anasına söverim hocam, sonra bu kızın anasının şahsında, tüm şahsı kayıklara da söverim, yedi gün yirmi dört saat bu milleti önden arkadan düzen, düzensiz düzene de söverim, söverim de güzel sözlüğüm bir şey geçmez elime, sonra oturur yine söverim kendime, kendi kör talihime, kendi acizliğime,
kanı beş para etmez insanların, kan sömürdüğü bu lanet yerde neye sövmüyoruz ki zaten,
benim güzelim çocuk gözlerimi binbir umutla, asla ulaşamayacagı vitrinlerde koymuşlar, benim çocuk heveslerimi, sürekli canının çektiği bir şey için yutkundugu boğazında koymuşlar, benim çocuk düşlerimi, götlerini silmek için kağıt yapmışlar, benim bir kulağımın arkası kalmış becerilmedik be sözlük, benim cocuklarımın, daha doğmadan kuyusunu kazmışlar, ben kime ne diyeyim ki, insanın aklındakiler şöyle dökülüverse de şu satırlara, tarifsizliği yok edebilsem ve anlatabilsem dünyanın binbir türlü yerinde titreyen çocuk ellerini, ( cansız yatanların dışında ) herhangi bir sıcaklıga muhtaç çocuk bedenlerini...