Yugoslavya dağılana kadar belirgin hiçbir farkın olmadığı dillerdir.
Aslında bugün kullanıcıları tarafından ayrı diller olduğu iddia edilen tek bir dildir.
Şöyle ki tamamen siyasi sebeplerden ötürü sırplar Türkçe ve islam dinine ait tüm sözcükleri reddedip sırpçalarını türetmeye çalıştılar. Pek başarılı olamadılar çünkü gündelik hayatta pek çok kavramı karşılayan Türkçe sözcükler vardı. ilginçtir ki hristiyanlık dininin ve sırp ulusalcığının azılı bir fanatiği olan sırplar bugün günlük dilde belki bizden daha çok maśala(maşallah) der.
Hırvatların Türkçeyle ve islam motifli sözcüklerle bir problemi olmadığından sırplar kadar katı olmadılar.
Boşnaklar ise bu dil ayrımı sürecinde ortak dil farklılaşırken Türkçe ve islami kavramlarla ilgili sözcükleri özellikle sahiplendiler.
Geriye kalanlar ise dilin yörelere göre farklı söylenişinden ibaretti. Bu üç ulus bu farklılığı yazıya da döküp olabildiğince ayrı bir dil yaratmaya çalıştı.
Lahey'deki uluslarası ceza mahkemesinde savaş suçlusu olarak yargılanan sırp ve boşnaklar bu dil farklılığını ispatlayabilmek adına birbirlerine karşı iddia ve savunmalarında tercüman istediler. Bu istek mahkeme yargıçları tarafından komik bulunsa da usulde bir aykırılık iddiasına mahal vermemek için kabul edildi.