90 lı yılların başları 7-8 yaşlarındayım. Yine haylazlıklar peşinde koştuğum yaz aylarından biri. Köy yerinde büyüdüm ben erik çalarak ağaçlardan. Bir gün şu su atan tabancalardan var elimde oynuyoruz evin önünde bir şey oldu tam hatırlamıyorum ama hatırladıklarım daha mühim zaten. Arkadaşımı mı ıslattım çok bir şey oldu işte çocukta şeker olsa gerek eriyeceğim korkusuyla ağlamaya başladı çocuk garip bir şey. Peder bey de evdeymiş sese çıktı cama. bir bağırması vardır ki çakılıp kalırım yerime çok korkardım babamdan hangi mesafeden bağırırsa bağırsın o bazı çocuklar gibi kaçmazdım çakılıp kalır kalbim korkudan çarpardı yol ortasında da olsam araba da gelse kıpırdayamazdım korkudan ( şaka falan değil bunlar) komşu da çıktı cama o sıra kaçsana evladım dedi kaçarsam daha fazla dayağı evde akşam yiteceğim diye cevap verdim. Peder uçarak indi merdivenden 20 basamağı üç adımda geçerek rekor kırdı. Geldi yanıma canım su tabancasını aldı kırdı boncuk tabancası olsa dersin ki tehlikeli ama değil. Neyse sol bileğimden tutup götüme bir tekme attı ve peşine bam bam bam birkaç tane daha maşallahım var sekiyorum ayaklar yere değmiyor ilk tekmeden sonra altıma işemiştim zaten. Bir rahatlama gelmişti işeyince bileği de tutmuş savrulamıyorum ki adam profesyonel. Salak bir gerekçeyle sağlam bir dayak yemiştim ama bu ilk değildi ve son olmayacaktı o merdivenlerden bana bir tekme yerleştirmiş bir keresinde, beni onun üç adımda geçtiği basamakları hiç değmeden inmişliğim vardır. Boynuz kulağı geçiyormuş. Yeni rekor artık bendeydi.