Sağduyunun elden bırakılmaması gereken karardır.
isteyen yürüsün, isteyen koşsun, isteyen araçla gitsin, isteyen depar atsın!...
Her birey demokratik hakkını kullansın. Lâkin kitleler halinde bilinçsiz hareket etmenin geçmişte nasıl sonuçlar doğurduğunu unutmasın. Unutmasın çünkü; her türlü illegal örgütler şu an fırsat kollamaktalar. "Bu kalabalık yığınların içersine nasıl kanalize olur, kontrolünü nasıl sağlarız?" Düşüncesi içersindeler. Bunu görmek için uzman olmaya gerek yok.
Allah korusun bu hadiseler ikinci bir gezi sürecine dönüşürse toplum olarak telafisi olmayan bir kaosa sürüklenebiliriz. Gezi hadisesinde göstericilerin karşısında polis vardı. Polis iyi davrandı-kötü davrandı konu bu değil. Ama olası bir ikinci hadisede bu defa göstericilerin karşında "halk" olacak. ve bu halk 15 temmuz hadisesi nedeniyle sopa, bıçak, silah eline ne gelirse kesinlikle tedarikli çıkacak sahaya. Emin olun polis pasifize edilecek. Karşı karşıya gelmiş iki Kontrolsüz kitlenin nasıl bir vahşete neden olabileceğini düşünmemiz gerekiyor.
Efendiler son kale türkiye! Bakınız nifak içimize işlemek üzere. Aynı gemideyiz. Sen, ben,o, bu, şu yok! Şu görüş, bu görüş yok! eleştireceğiz, kızacağız, bağırıp çağıracağız, lâkin millet olarak kenetlenmeyi ihmâl etmeyeceğiz. Bölünmeye, kutuplaşmaya meydan verecek faaliyetlerden kaçınacağız.