(Rasülüm!) Senden önce ne bir rasül, ne de bir nebi göndermedik ki, o (, ayetlerden bir şey) okuduğu zaman bir şey arzuladığı zaman şeytan onun okuması içerisine arzusu içerisine (bir şey) atmış olmasın. Nihayet Allah şeytanın (peygamberin okudukları içerisine) atmakta olduğu şeyi tümüyle giderir de, sonra Allah ayetlerini sabit (ve korunmuş) kılar. Zaten Allah (peygamberine vahyettiğini de, şeytanın kastettiğini de hakkıyla bilen bir) Alim’dir; (fitneyi sabit bırakmayıp tümüyle gideren bir) Hakim’dir.
Rivayete göre; Rasülüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) müşriklerin bulunduğu bir mecliste Necm Süresi’ni okurken, putların zemmi hakkındaki ayetlere vardığında, her zamanki tertil adeti üzere hafif bir duraklama yapmış, o sırada şeytan, Rasülüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)in sesini taklit ederek, müşriklerin işiteceği şekilde putları öven ve ayetlerin veznine uyan birtakım kelimeleri araya katmıştı. Bu sözlerin Rasülüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tarafından okunduğunu sanarak sevince boğulan müşrikler de, sûrenin sonunda Müslümanlarla birlikte secde yapmışlardı. Sonra Cibril (Aleyhisselam) gelerek Rasülüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)i bu hadiseden haberdar etmiş, böylece Allah şeytanı başarısız kılıp ayetlerini korumuştu. işte Rasülüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)`in üzülmesi üzerine, diğer peygamberlerin başına da bu gibi hadiselerin geldiği bildirilerek kendisi bu ayet-i celile ile teselli edildi. işte “ğaranik kıssası” diye bilinen hadisenin aslı budur.