sağa sola bakmak, halının desenlerini saymak, telefonu kurcalamak vesaire. şayet gerçekten anlayacak kadar saf, aptal olma şansımız yoksa taklidiyle yetiniriz. anladıklarımız yaralıyorsa, yaralanmaktan usulca kaçmak, hayatı daha iyi anlamış olmak demek. yok öyle kararlı şeyler. sen anlamamış gibi davranırsın, beri anlamış olduğun halde anlamamamış gibi yaptığının farkında o da farkında değilmiş gibi yapıyor. konu değişiyor. döne döne yontan çarkın dişleri küçülmüş gibi oluyor. başlar öne eğiliyor.
o değil de, temmuz sıcağında öğlen, orta refüjde bir gölgelik alan bulup uykuya dalmış bir köpek huzuru.