ilkokulda öğretmenin ayak işlerini üstlenme hevesi

entry20 galeri
    3.
  1. yıl 90lar. evlere daha yeni yeni otomatik çamaşır makinası giriyo falan. kardeşin milupalarını kaşık kaşık anadan gizli gizli yiyoruz. görse ya beş kardeş suratta ya da bamya masada o akşam biliyorum. kardeş evde naylon bezle bezleniyor, misafirle gittiğine kıçında hazır bez. yine bile bir çok aileden süper durum. baba ttk içşisi.

    siz bilmezsiniz belki, yokluk değil de herşeyin ülkeye yeni yeni girdiği yıllar, sindire sindire yenilikler.

    ha işte evde makina varya nasılsa, ne zaman öğretmen; "çocuklar bugün cuma kim sınıfın tülleriyle perdelerini yıkatıp getirecek" dese, birden kendimi öğretmen masasının yanında, parmağımı, öğretmenin gözüne sokarken buluyorum. hayır cidden bi tek ben miymişim hamal o da ayrı bı sorun.

    ulan cidden ne yalaka adamlarmışız biz dedirten yıllar aha bunlar. sakın ben öğretmene bile yüz vermeyen öğrenci tipiydim deme. deme biliyorum çocukken yapılır çünkü bunlar.

    hele de var ya, veli toplantısı haricinde veli okula gelse ( valla "yarın velin okula gelsin çocuğum" lafından sebep değil, öylesine işte, sebepsiz) öğretmen de velinin yanında sizin saçını okşasa, o kıç arşa değer ben diyim.

    sonuç ise; elde, boydan büyük poşetlere konulmuş, grileşmiş ve muhtemelen beslenme saatinde yediğimiz haşlanmış yumurta kokusunun iliklerine kadar işlediği o iğrenç tüller ve ananın sen cidden manyaksın ha kızım bakışı.

    anlamam abi, hele de sınıf başkanı olmak için babamı bile satardım o derece.
    12 ...