uyurken duyguların durgunlaştığı, kalbin duygu organlarından gelen haber ve etkilerden kurtulduğu, onları düşünmekten arındığı ve kendi cevherinde berraklaşıp, aradaki perde kalkınca kalbde levhi mahfuzdan, sıfatına uygun, bir şey vaki olur. Ancak uyku, hayalin çalışma ve hareketine mani olamaz. demek ki kalbe levhi mahfuzdan vaki olan şeyleri hayal tutar ve yakın bir misal ile ona anlatmaya çalışır. hafızasında, hayaline gelenler, diğerlerinden daha kuvvetli yer eder. uykudan uyanınca ancak hayalde olanları hatırlar. bunun için rüya gören, ferasetle bakan birisine rüyasını anlatıp, tabirini, gördüklerinin manalarını öğrenmek ister. işte bu sır sebebiyle rüya da bir şey görenin rüyasını , bir alim, ya da nasihat vericiye anlatması önemlidir. rüyasını cahile olur lmadık yorum yapacak kimselere anlatmamalıdır. bir hadisi şerifte efendimiz söyle buyurmaktadır. "rüya tabir olunmadıkça, bir kuşun ayağına bağlı durur. tabir olununca, vaki olur."
yani rüya tabir olunmadıkça, bir kuşun ayağına bağlı olup, nereye düşeceği bilinmeyen bir şey gibidir. tabir olunmadıkça bilinmez. tabir olununca da tabirine uygun takdir ile istikamet kazanır. tabirden sonra vukuunu bekler.