oldukça yoğun bir günün ardından sütlü çayımı içme umuduyla eve geldim ve çantamı girişe fırlattım. mutfağa koştum, ama bir şey dikkatimi çekti. annem oturma odasının en köşesinde bir şeyler okuyordu, bazı kelimelerini dışından tekrar ederek. odaya girdim ve gördüğüm manzara karşısında dünyam başıma geçti. otto liebmann'ın geist der transcendentalphilosophie'sini okuduğunu gördüm. annemin gözleri dehşet fışkıran gözlerim ile buluştu. ka...kant'a dönüş şey gibi birkaç bir şey söyledi. onu duymuyordum. comte'den bahsetti bir ara sanırım. ama beynim zonkluyordu. sütlü çayımı içmek üzere mutfağa yöneldim. artık annemle aynı evde yaşayabileceğimi sanmıyorum.