gerçekten sevildiğine inanmış kişidir. ayrılınca ya da o bir başkasını sevince her şeyin bittiğine inanıyor insan. fakat zaman sana bunun böyle olmadığını içinde, derinlerde bir yerde hissettiriyor. vardır böyleleri. kendisini delice sevmiş adamları unuttum gibi yaparlar ancak unutamazlar. kabul etmek isteseler de bu adamlar, bu kadınlar içinde önemli bir yer edinmiştir. yok ama bunlardan fazla. çok ender çıkar hayatta karşına. biri seni yıllarca sevecek, sen onu yıllarca görmezden geleceksin, tezatlık bu ya bir de unutamayacaksın. geriye dönse dönemez, arasa arayamaz, pişman olsa yitirdiği o adam geri gelmez. her şeye rağmen onu kıyıda köşede düşünmek, beni gerçekten sevdi diye zaman zaman hayıflanmak, yüzünü, ellerini, gözlerini hatırlamaya çalışmak, acaba başka birini seviyor mu diye şüpheler taşımak, onu düşünmek ve düşünmemek arasında gidip gelen duygusal bir cümle bulamamak, zor çok zor aklında sürekli bu adamı taşımak. çünkü özkütlesi diğerlerinden hep fazla, derinlerde, zihninin ve yüreğinin dibine çöker. mağrur olman bir işe yaramaz. unutamazsın. giderken veda bile etmediğin o adamın sancısını, sevgisini, hayal kırıklığını, benliğinde diğerlerinden daha fazla yer kapladığını, geçen yıllar ve zaman sana dokuna dokuna öğretir...