refah partisi'nin kapatıldığı fazilet partisi'nin kurulduğu dönemlerdi, iş fazilet'e dönünce erbakan hoca yasaklanınca resim değişmeye başladı, abdullah gül genel başkanlık için aday olduysa da, erbakan hoca'nın işaret ettiği recai kutan kıl payı denebilecek bir şekilde genel başkan oldu. o olaydan sonra iş "gelenekçiler-yenilikçiler" çatışmasına büründü fazilet kapanmayla karşı karşıya kalınca bu kişi ortaya çıktı ve kendi etrafında bölünme olmadan bir çıkış yolu sundu, fikrine göre genel başkan kendisi olacaktı. fazilet kapanınca konjektür değişti, kurulan saadet partisi'nin oy oranı tayyip erdoğan'ın başını çektiği hareketin çok gerisinde kalacağı aşikardı ve büyük seçimini yaparak, akp'nin kurucuları arasında yer aldı.
3 kasım 2002 seçimlerinde akp en yüksek oyu alarak seçim barajının da getirdiği avantajla tek başına iktidar oldu. recep tayyip erdoğan yoksuldan "bir de bunu deneyelim" mantığı ile oy aldı fakat bürokraside, iş dünyasında tedirginlik vardı. her ne kadar recep tayyip erdoğan "ben gömlek değiştirdim" dese de, buna tüm kalbiyle inanmak istese de insan inanamıyordu. tayyip erdoğan bunu çok iyi bildiğinden gerginlik yaratmayacak isimleri kritik noktalara koyma planını uygulamak istiyordu. tbmm başkanlık seçimlerinde tayyip erdoğan'ın kafasındaki isim vecdi gönül'dü. bülent arınç'a ise, başbakan yardımcılığı görevi ile kabinede yer ayrılmıştı fakat bülent arınç, bunu kesin bir dille reddetti o dönem. kendisi tbmm başkanlığı makamına aday olmak istediğini belirtti hatta partiden onay çıkmasa bile bireysel olarak adaylığını koyacağını dile getirdi çünkü 2002 seçimlerinde gelen milletvekillerinin çoğu üstünde etkisi vardı. tayyip erdoğan'ın önünde 2 seçenek vardı ya bülent arınç'a rağmen adayını öne sürecekti ya da bülent arınç'ı destekleyecekti. bülent arınç'a rağmen adayını sürse, ülkenin fikirsel bölünmesinden ziyade kendi partisi bölünecek seçimlerin hemen sonrasında belki de bölünmeye kadar gidecek olan bir yolun başlangıcı olacaktı. partisinin tehlikeye düşmesini istemeyen tayyip erdoğan yürekten istemese de bülent arınç'ı desteklemek zorunda kaldı.
bülent arınç yaptığı birçok çıkışla partisini zor durumda bıraktı bugün bile açılan kapatma davasının 2002 sonrası sebeplerinin çoğunun altında bülent arınç ismi vardır. 20007'nin mayıs'ı yaklaştıkça ülkedeki sinir harbi derinleşmeye başlamıştı. bülent arınç birçok kesimde olan akp şüphesini derinleştirme eylemlerini çekinmeden sürdürmüştü. mayıs'taki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tayyip erdoğan'ın adayları arasında vecdi gönül yine başı çekmekteydi, cemil çiçek plase, abdullatif şener ve beşir atalay gibi isimler de listenin sonlarında yerlerini almaktaydılar fakat bülent arınç kendisinde her zaman olan makam mevki sevdasından dolayı duruma "dur" dedi yine. akp troykasını oluşturan tayyip erdoğan, abdullah gül ve kendisi toplandılar. hatırlarsınız, bülent arınç basına bazı demeçler veriyodu o dönem "aday olabilirim" minvalli. nabız yokluyordu zira ve desteği görmüş olsaydı ya da şöyle söyleyeyim bugün abdullatif şener'e olan küçük destek bülent arınç'a o gün olsaydı "ben aday olacağım" demekten sakınmazdı, zira kendisinin ihtirasları ve hırsları gözünü budaktan sakınmayacak derecededir. toplantılarda da "üçümüzden biri olacaksa olsun, siz olmayacaksanız ben oluyorum" demekten geri kalmıyordu.
cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde abdullah gül cumhurbaşkanlığına hevesli değildi onun için olsa da olurdu, olmasa da olurdu fakat, hem tayyip erdoğan hem de bülent arınç bu makamı çılgınlar gibi istiyorlardı. ortada bir tehlike vardı. lider recep tayyip erdoğan partisinin bundan zarar görebileceğini, partisine gelen oyun önemli kısmının şahsına geldiğini düşündüğünden bu riski göze alamadı. 27 nisan bildirisinden sonra her ne kadar hükümet olarak askere cevap verilse de, kendisinin aday olması durumunda kötü sonuçların doğabileceği endişesi kendisini aday olmaktan el çektirdi, bülent arınç'ın da adaylığı da büyük risk taşımaktaydı partisi için ve abdullah gül'ün ismi ortaya atıldı.
367 olayından sonra seçim süreci başladı. seçim meydanlarında abdullah gül potansiyel cumhurbaşkanı gibi karşılandı akp seçmenlerince, tayyip erdoğan partisine olan desteği görünce ilk iş olarak bülent arınç ve abdullah gül'ün etrafındaki milletvekillerini tırpanladı abdullatif şener ise kendisi aday olmayarak kendi ekibinin adaylık dışında kalmasına engel oldu. 22 temmuz seçimlerinde akp büyük başarıyla yeniden tek başına iktidar olunca tayyip erdoğan 22 temmuz akşamı parti emrkezinin balkonundan müthiş bir konuşma yaparak hakkındaki şüpheleri bertaraf edecek bir adım attı.
tbmm başkanlık seçimlerinde köksal toptan'ı aday göstererek gerilimden uzak bir politika izledi, cumhurbaşkanlğı seçiminde tayyip erdoğan'ın adayı yine vecdi gönül'dü tbmm başkanlık seçimlerinde olduğu gibi gerginlik olmadan çözümlemek istemekteydi fakat seçim gezilerinde abdullah gül seçmenin kendisine olan ilgisinden dolayı ilk seçimlerde belki de istemeden kucağına düşen adaylığı çılgınlar gibi istemeye başladı, tayyip erdoğan da gönlü pek razı olmasa da bu isteğe sesini çıkaramadı. tabi bu süreçte tayyip erdoğan birbirinden beceriksiz danışmanlarla çalışmaya başladı. önceki dönemde hiç olmazsa kendisini dürtüp uyaran kişiler varken, şimdikiler gaza getiriyorlardı adeta.
kabine kurulurken bülent arınç'a bakanlık teklifi geldi ancak bu şahıs "1 numara plakalı arabadan inip, 25 numara plakalı arabaya binmem" diyerek sitemkar bir duruş sergiledi.
her zaman ağlamaklı şiirsel konuşması ile insanları kendisi etrafında iyi bir makam için toparlayamamıştı bu defa.
ve iddia ediyorum, 22 temmuz'dan sonra tayyip erdoğan "bülent arınç sen adayımızsın" deseydi "ama meydanlar abdullah'a çok destek verdi, yine o olsun" demez, bu teklife koşa koşa giderdi.
kendisi ne mütevazı biridir, ne de hizmet için yanıp tutuşan. türkiye cumhuriyeti'ndeki en büyük makam sevdalılarından biridir. bunu siyasi yaşamında pekçok kez göstermiştir.