Şans eseri. Evet bildiğiniz şans eseri. Lise 3'te memleketimdeki bir liseye nakil oldum. Yeni ortam yeni arkadaşlar vs. Tam da girdim sınıftan bi kıza aşık oldum. Öyle böyle de değil, ölüyorum kız için. Tabi mal gibi muhabbet falan ilerletmeden pat diye teklif ettim. Kabul etmedi doğal olarak. Ben de başladım platoniğe. Telefon full arabesk dolu. Ders falan hiç sallamıyorum da zaten. Lise sona kadar sağlam bir arkadaş çevresi edindim neyse. Lise sonda dersle hiç işim yok. Evde kalıyorum sınava hazırlık için kuzenimle ama ders, sınav gram umurumda değil.
Benim arkadaş çevresiyle boş boş takılıyoruz. Onların da sevgili işleri falan var. Rastgele takılıyoruz bunlarla, niye sevmediler lan bizi triplerindeyiz. Millet dershaneye gidiyor bizim bi kafe var biz dershane diye çıkıp akşama kadar orada çay sigara yapıyoruz.
Böyle böyle günler geçerken sınav günü geldi çattı. Ben nasıl olsa seneye giderim kafasındayım. Sınavdan önceki gün de babam aradı dedi oğlum hiç takılma, sınav kötü geçse de iyi geçse de hep biz senin yanındayız, en kötü seneye hazırlanırsın. Bunu duyunca bi duygulandım vicdan azabı falan.
Neyse ertesi gün rahat bir şekilde girdim sınava. Peder de öyle dedi ya, hiç takmıyorum. Neyse sonra sınavlar açıklandı dediler. Ulan bir baktım 25 bindeyim. Millet şaşkın ben daha şaşkın. Öyle böyle kıskanmadılar beni. Haklılar da ben bile beklemiyordum kendimden böyle bir şey. Sınavdan yüze yakın net çıkaran arkadaşlarımı bile geçmiştim ve sınıf birincisiydim.
Ben şok, sevinçli ve biraz da gururlu. Aldım 25 bini dedim yine yatmaya devam. Rahatlığa bak aq, bala göte 25 bine girmişim ve lys kasmıyorum. Kafama tüküreyim hâlâ kendime sinirliyim.
Sonra işte lys falan calışmayınca o 25 bin oldu 125 bin. Ben de yaptım bi tercih, gittim üniversiteye. Şükür ki pişman da olmadım bölümümden. Benimki de böyleydi işte.