ben bunları sadece, gerizekalı holivudla onun ultra fanatik takipçisi yeşilçamda var sanırdım. meğer kazın ayağı öyle değilmiş aybalam.. tüm dünya sinemasında bi ekol, bi akımmış bu. ritüelden çok öteye geçmiş zaar ama benim haberim yokmuş..
geçen gün rahmetli bruce lee abimizin bi filmini izlerekene anladım mevzuyu. sarı eşofmanlarıyla, anna kournikovaya "bok yiyormuşun ben meğer!" dedirten çığlıklarıyla ve "biraz daha çalışsa kurşun bile geçirmezdi!" diye bahsedilen karın kaslarıyla, gözümde gücün ve dahi yenilmezliğin temsilcisi olan bu adamı bile hallaç pamuğu gibi attılar filmin ortalarına kadar..
içlenmişim kendi kendime. insan karate filmi izlerken duygulanır mı lan? duygulanıyormuş işte.. babam; "saat kaç oldu lan, siktir git yat artık!" diye çıkışınca apansız, içinde bulunduğum hissiyatı terk ettim anında.. evet bu şahsiyetsizce hareketi yaptım.
yatarkene aklımda hala bruce lee abimin ağzına tekme atan adamın suratındaki orgazm ifadesi vardı.. öyle bi adamı dövmek nasıl da hoşuna gidiyordu pezevengin.. o an filmlerindeki esas oğlanları bu şekilde mundar eden yapımcı ve yönetmenlerin analrına rahmet okudum.. uyumuşum sonra kendi kendime.
velhasıl; yapımcı ve senaristin bok yemesidir bu adamların bu hallere düşmesi. o yüzden sevin onları. şefkat gösterin..