ka1:küçük archytct1
ka2:küçük archytct2
a:archytct
ka1:ablaaaaaaa!
ka2:ablaaaaa'!!
hep bir ağızdan:abaaaaaaaaaaaaaaaaalaaaaaaaaa'!!
içeride çizim yapmakta olan ben:ne var bee? ne istiyorsunuz gene?
abla kapı kilitli açsana, odana gelelim. gibi bir şey isterler.archytct dayanamaz açar. hayatının hatasını yapmıştır...
içeri gelen ufaklıklar çete gibidir. biri bilgisayarın başına çöker, güzelim müziğimi bozar, bir kaç hepsi şarkısı açar(bu da yeni neslin takıntısı), sonra o da kapanır bilgisayar oyunu açılır, abla daha bir sinir edilir.
öteki; malzemelerimin ve çizimlerimin başına çöğreklenir, herşeyi karıştırır ve 'bu ne? bunu bize versene?'diye soru bombardımanına tutar. boyaları ve renkli çizim malzemelerini, maketleri, herşeyi dideklerler. sıkılırsınız ve onları defetmeye çalışırsınız, ama gitmezler, neyse deyip mutfağın yolu tutulur ve bir kahve yapılır. tam oturacakken minik yaratıklar üzerinize atlarlar ve kahve olduğu gibi saatlerdir uğraşmakta olduğunuz çizimlerin üzerine dökülür. o an feci bir andır. ikisi de odasına kaçar ve kapı kiletlenir ama siz yılmazsınız, akşama gelecek olan anne ve babaya şikayet edilirler, o akşam onlara zehir edilir hatta çizimler yarım olarak okula götürülür ve hocadan da bir ton azar işitilir.
evdeki anneannenin zaten olayla ilgili bir tavrı yoktur. bir kaç gün kendilerinden nefret ettiğiniz söylenir durulur. hatta 'taşınıcam bu evden, yurda gidicem, ablasız kalıcaksınız.' şeklinde tehditler savurulur.
akabinde o iki minik ağlamaya başlar ve minicik gözlerinden yaşlar akar. o an anlarsınız ne kadar çok sevildiğinizi ve tüm kızgınlık geçer. ancak alınması gereken ders alınmıştır, artık onlar ders çalışırken archytct'e bulaşmamakta archytct de onlara kapı açmamaktadır.
(bkz: acı tecrübeler)