ondan sonraki sevgililerinize hala onun adıyla sesleniyorsanız,
ve eliniz tutulduğunda onun sizin ilk elini ve sizin onun elini son tutuşunuz filmden kareler halinde gözünüzün önünde canlanıyorsa,
birlikte içip döktüğünüz şarabı sildiği peçeteyi saklıyorsanız,
ona dair her bir tarihi istanbulun fethi gibi sıkı sıkıya beyninize kazıdıysanız farkında olmadan,
yeni sevgilisiyle yürümeyen ilişkisini anlattığında gerçekten üzülüp teselli ediyor, yol gösteriyorsanız,
adının baş harfi bile geçse kanınız çekilip, esas duruşa geçme eylimindeyseniz
aldığı armağanların paketlerini, otopark fişlerini atmaya çekiniyorsanız verdiği usb kabloyu kullanmayıp kurutulmuş çiçekleri topladığınız sandıkta saklıyorsanız,
hala 4buçuk yıldan sonra bile bugün aramadım, hemen arayım gibi pervasız panikler yaşıyorsanız
köpek gibi aşıksınız.
ama tümü boşadır, aslında boşluğunu da pek ala bilirsiniz ama silip atmaktan da çekinirsiniz.
sevmek böyledir işte.