2 temmuz 1993 sivas katliamı

entry1349 galeri
    225.
  1. ilk önce bi oku sonra eksile dostum.

    olaya bir de sivaslıların bakış açısından bakın canlar.. yakılan kardeşlerimizin çoğu sivaslıydı, yakan şerefsiz, kansızlar da sivaslıydı. utanç kimde bugün? bende mi? her gittiği yerde yananlardan mısın yakılanlardan mısın diye saçma sapan bir soruyla karşılaşan, olay gerçekleştiğinde henüz 8 yaşında olan, çamura batan topunu çimenlere silip oraya buraya şut çeken bende mi? inanmazsınız belki madımak olayına en çok üzülenlerden biri de benim. bir şehrin şerefi bu kadar ucuza satılıyor. kanınıza dokunmaz mı?

    olay hakkında canım memleketimde araştırma yapma gereği duydum, o kadar çok yezid denildi ki bana, son derece hoşgörülü olmama rağmen adım olay münasebetiyle yobaz ve yezid'di. 58 plaka arabamızı görenler dahi bu soruyu sordu. yaftalanmışız ya. koy götüne rahvan gitsin. söyleyende değil leke ne de olsa. bi kere memleketimde aradım taradım olaylar hakkında büyüklerden bilgi aldım. kahve ortamlarında konuyu açtım. olaylar neden ateşlenmiş öğrenmeye çalıştım. genel bir kanı var yaşlılar arasında sivasta: yakılmasa din elden gidecekti. tabi yaşlı aklı gel-gitli olur, inanmadım. derine indikçe sivasta daha öncesinde tarikat yapılanmalarının (aczmendi, nakşbendi türevleri) olaylardan çok önce sivasta konuşlandığını ve faaliyetlerine hız kazandırdığını, o dönemde orta yaş grubunun o yapılandırmalara yönlendirildiğini keşfettim ki bunun ne kadar acı verdiğini anlatamam. cumhuriyetin temellerinin atıldığı şehirde, gericiliğin yapılanması. düşünün mefhumu. ne kadar acaip! tabi bazı insanlarla yaptığım sohbetlerde (alevi ve sünni kimseler) şunu öğrendim ki o dönem belediyeyi elinde bulunduran refah partisinin gençlik kollarının önemli bir kısmı bu tarikatlere takılıyor. dolayısıyla beyin yıkama faaliyetleri kaçınılmaz. bunları öğrendikçe hoşgörülülüğünü her gittiğim yerde aradığım sivas halkının aynı zamanda yeterince eğitilememesi sebebiyle karanlığa terk edildiği sonucuna vardım. her neyse, önemli olan olay. ama vardığım sebep, oluşum koşulları bunlar. nifak tohumları din tüccarlarınca başarılı bir biçimde ekilmiş. yoksa şunu çok iyi bilirim. sivasta hristiyan azınlık ermeniler, aleviler ve sünniler son derece dostane bir ortamda, saygıyı ve sevgiyi odağa alarak yaşarlar. hele alevilere evini, dükkanını emanet et, arkana bakmadan ölüme git, zerre zarar gelmez. kapı komşularım onlar benim. hangi tırnağınızı sökseler canınız acımaz? üstelik bundan suçlansanız kanınıza dokunmaz mı?

    olay esnasında yerel yönetimin gösterdiği pasiflik asıl etkenlerden olarak değerlendirilmeli bence. az sayıda polis kuvveti atatürk caddesine gönderiliyor. ama polisler aldıkları emir doğrultusunda galeyana gelen sürüyü durdurmak, engellemek yerine, atatürk caddesindeki kuyumcuların önünde güvenlik kordonu oluşturuyor. bu kadarla kalsa iyi, vali sürekli kuvvet istiyor ama nedense merkeze kuvvet gönderilmiyor.temel karamollaoğlu zaten basiretsiz davranışlarıyla milletin gaza gelmesine yardımcı oluyor. olay, bilinçsiz sürünün bilinçli bir şekilde oteli yakmasıyla son şeklini buluyor.

    inanın anlam veremiyorum. çıldırasım geliyor. çünkü akla mantığa yatan bi olay değil. yenilip yutulacak bişey de değil. farkındayım. hasretin bağlamasını, muhlisin türkülerini dinledikten sonra, asım bezirciyi, metin altıoku okudukdan sonra, nicelerinin değerlerini anladıktan sonra kaybımızı anladım. yoksa yobaz yaftasını fotokopiyle çoğaltıp her tevellüdünde sivas yazana çat diye yapıştıranların saçma davranışlarıyla değil. aydın insan olmak yobaz yaftası vurmak değildir. gerici dediğini az bi aydınlatmayı dene, ışığından faydalandır. yapamıyorsan da kusura bakma, madımakta yanan insanlarımız üzerine konuşmaya hakkın yok. müze olsun filan demeye de. 364 gün lüks bir şekilde yaşayan sol protokolün halka inip ahkam kesme günü 2 temmuz. bu da gericilik ne yazık ki. utanıyorum karanlığınızdan, yapmacıksınız, almayın yakılarak söndürülmüş ışıklarımızın adını ağzınıza. kanıma dokunuyor. yananlardan mısın yakanlardan mısın diye sormayın, yüreğim yanıyor.
    9 ...