2014 senesinde araştırmalar bu genleri ispatlamış ve kabul etmişlerdir.
bir insanın heteroseksüel doğması homoseksüel doğması durumu bu genler neticesindedir.
üstelik nasıl ki birine ne zamandan beri heteroseksüelsiniz ve kadınlardan vs erkeklerden hoşlanıyorsunuz demiyorsak homoseksüellik içinde durum aynıdır. ilk olarak tavşan köpek ve benzeri hayvan ırklarında gözlem edilmiş bu deney uzun yıllar sonucu insanlar üzerinde test edilerek onaylanmıştır.
örneğin homoseksüel doğan bir kız çocuğu henüz 6 yaşlarında erkeksi yani maskülen dediğimiz davranışlara sahip olabiliyor.
ayırt etmeniz gereken husus erkek ve kadın olmak ile eşcinselliğin bir ilgisi yoktur.
eşcinsellik yani homoseksüellik. heteroseksüellikle kıyas olabilir.
maskülen ve feminen davranışların hormonlarla bir ilgisi yoktur örneğin testesteron seviyesi normal olan bir erkek çok feminen davranışlarda bulunuyor olabilir. bu tamamen dna sına kodlanmış davranışsal yönelimsel kodlar neticesindedir.
ayrıca birinin feminen ve maskülen tavırları olması eşcinsel olması demek değildir.
dediğim gibi davranışsal kodlar misal bir babadan alınan oturuş biçimi sadece örneklem değildir.
dna'mıza işlenmiş ve babadan geçmiş kodlardır. ve ya annenin kaş kaldırma hareketi erkek çocuk aynısını sık sık yapıyor olabilir bu örneklem değildir istemsiz gerçekleştirir dna'sına annesinden geçmiştir.
karakterin bir kısmı dışardan bir kısmı dna yardımı ile oluşur.
sık sık tekralanan bir klişe olarak bu duruma örnek bir cocugu evlatlık aldığımızda nasıl biri çıkacağını bilemememiz olabilir her ne kadar biz büyütsek bile davranışsal ve yönelimsel olarak biyolojik anne babasından bir şeyler mutlaka taşıyacaktır.
tavır yönelim ve dürtüler nasıl kontrol edemediğimiz mekanizmalarsa eşcinsel olmak bir yönelim bir dürtüdür tıpkı heteroseksüel bir erkeğin kadın gördüğünde arzulaması gibi homoseksüel erkeklerde erkekleri kadınlar kadınları arzuluyorlar. ve bu önüne geçebilecekleri bir olay değildir.