biraz acayip hissettim bu akşam. sanki benim için hazırlanan yatağı uzaktan tanımışım da üzerine hemen yatmışım gibi. gerek duyulan şeylerin bir parçası da bugüne sıkıştırılmış. rutin yaşantının kıyılarından taşan şeyler hayatı sadece hayat gibi görmememiz için. uyanık insan. sabah uyanık, öğle, akşam... son kıymıkları da yedim. son sızıntıları yuttum. bir insanın kişiliği, değiştiremediği alışkanlıklarıdır. alışkanlık edinilir. kişilik değişir. ben. en sivri yanılgı bu benlik meselesinde. istenç içinde bir zihne yön bildirmek dışında oynanan bir oyun yok aslında. yazmak gibi oluyor bu da. korku da burada başlıyor... sevimsiz insanlarız çoğumuz. beni ağırlamandaki inceliği görmeyişimi düşünüp durdun da, ben gidip, bilerek yaptığın şeye kızdım. ağlamak istemedin. beni ağırlamandaki incelik... bana değer vermendi bunlar hep. çocukluğumdan beri. benden daha heyecanlı olmak zorundaydın beni dinlerken. yine de görmedim bu anlattıklarımı. sen göstermezsin. gösterdiklerin de önemli göstermediklerin de. ama hiç böyle düşünmedim; bana akıllısın derdin. aklıma bile gelmedi böyle olacağı. anlamak için önemsemem gerekti. önemsedim bugün. anlatırken yüzüme bakmadın. nefret ettiğimi görmemek için, bir kez daha. babam gibi baktığımı görmezden gelip geçtin. beni tanımışsın, böyle olmasını bilerek... aptal gibi görünmek aptal olmak demek değil çoğu insan için. sadece anlatamamak. anlamak ama anlatamamak onların derdi. sevmek ama öpememek gibi. sevmeyi taklit ederek öğrenmek gibi. şaka gibi yaşayıp gitmek olgunluk oluyor. yabancı gibi değil, herkes gibi olmanın, herkes gibi görünmenin yükünü çeken kardeşler değersiz değildir