sekse ilkel olarak baktığımızda, yani özünde gen aktarımı yaparak türümüzün devamlılığını sağlamaya çalışıyoruz. hayvanlarda evlilik denen bir müessese yok, yakalandıklarına yapistiriyorlar. bunu yapan da ya en hızlı koşanlar, ya en tepeye uçanlar, ya da en güçlüler. böylece türün en güçlü yeni yavruları meydana geliyor. ancak insanoğlu evrimsel açıdan hayvanlar aleminin en gelişmişi. bu gelişimde ise en büyük farklılık beyinde gözlemleniyor. insanoğlu beynini kullanarak makineler yapıyor, teoriler çıkarıyor, buluşlar yapıyor. ve insan inanın en çok kendini seviyor. bazen kızıyor ama seviyor. hal böyle iken ben öleceğim ama benim genlerim, benim özelliklerimi taşıyan bir yavru bu dünyaya miras bırakmalıyım diyerek evleniyor. aşk yok mu, sevgi yok mu, lipido yok mu, var. tıpkı çiçeklerin koku salgılayıp renkli gözüküp arıları kendilerine çekerek, arıların ayaklarına yapışan tohumlarını daha uzaklara taşıtması gibi bu. aşk ve sevgi bir araç, amaç ise hayatta kalmak, varoluş. peki kadınların peşinden koşmaktan vazgeçen erkekler neden vazgeçiyor? çünkü insan aracı amaç edinmiş durumda. aşk, sevgi, seks, araç olmaktan çıkmış araç olmuş. ben ya da sen neden prezervatif kullanıyorum. çünkü üremek istemiyorum, sadece bu mükemmel zevki yaşamak istiyorum, genlerimi aktarmak istemiyorum. çünkü evli değilken ciddi problemlerle karsilasilabiyor. evliyken bile ciddi problemlerle karsilasilabiliyor. mesela ben iki çocuğum olsun istiyorum ileride. çünkü onları dünyaya getirdiğimde donanımlı bir şekilde yetiştirip, rahata kavuşturup, aynı zamanda bu yarışta türlerinin içinde savaşabilecek nitelikte olmalarını sağlayabilirim. ancak korunmama durumunda 10 çocuğa bunları sağlayamam.dikkat ettiyseniz iki çocuk olunca çocuğum dedim, on çocuk olunca on çocuğa kelimesini kullandım. çünkü o kadar çocuğu kabullenemezsin bile, isimlerini unutursun, ilgilenemezsin, hayatı boyunca sürünmeye itersin. konumuza dönmek gerekirse er kişi niteliklerini artırıp, donanımlı olduğunu düşününce ve rakiplerini geçtiğini hissedince o kadının peşinde koşmaz, her kadinin peşinde koşmaz, çünkü bulamaz kendine denk birini. ancak karşısına çıkmasını bekler, eğer denk bulursa kendine, kadınla ilgilenir.