ulusalar arası alanda icra edilen her maçın dış basında nasıl tezahür ettiğini bilmek için yanıp tutuşan, karnına sancılar giren,gazete sayfalarında uzun uzun makalelerle bizi şöyle övdüler/yerdiler alıntılarına kilitlenmiş bizlerin yaşadığı çılgınlıktır.
iyi de oynansa kötü de oynansa, oynanmasa da yapılan yorumların en önemli unsur olduğunu var sayıp o doğrultuda hallenen bir yapımız var.
tıpkı küçük bir çocuğun çevresindeki büyüklerden övgü almak için gözlerinin içine taa göz bebeklerinin ortasına bakması gibi, ve büyükler afferin evladım ne güzel yapmışsın deyince dünyalar çocuğun olur. kanatlanıp uçar neredeyse...daha ergenlğe ardır nasılsa, adam olacak çocuk.
bu bana ters geliyor, kazanımlarımız yahut başarısızlıklarımızı çeverenin verdiği tepki ile ölçmek yanıltıcı olmaktadır. dahası kendi ayakları üstünde duran ergin bir ülkenin çok da umursamayacağı hadiselerdir bunlar.
bu yüzden elalem ne der, konukomşu nasıl bakar demektense. çok güzel oldu diyebilyorsak kendi iç sesimizle gerisi mühim değil. ergen olmuşuz hatta adam olmuşuz demektir.
başarılı olduğumuzun geçerliliği için çeverenin kabulune ihtiyaç yoktur.özgünlük budur. zira zaten başarıldıysa çevrenin inkar edebileceği bir şey kalmamış demektir...