25 haziran 2008 almanya türkiye maçı

entry466 galeri
    382.
  1. çok iyi oynadığımız maçtı. finali hak eden taraf bizdik. yazık oldu. bu tip maçlardan sonra teknik analiz yapmak da koyar adama. biz yine girişelim.

    kalabalık orta sahamız almanya karşısında çok etkili oldu bunu söylemeliyim. özellikle hamit-ayhan-aurelio üçlüsü rolfes-hitzlsberger*-ballack üçlüsüne karşı çok daha üstündü. kedinin fareyle oynadığı gibi oynadılar alman orta sahasıyla. ayhan kılığına girmiş bir steven gerrard vardı sahada. hamit takımı ileriye taşıdı çok iyi oynadı. aurelio yerinde müdehaleler yaptı. ballack efendi ise sahada yoktu. kazım, ilk yarı lahm'ı hücuma çıkartmadı, müthiş oynadı. keza uğur boral freidrich'i kademesiz yakaladığı zamanlarda zorlanmadan yürüyerek geçti adeta. mehmet topal da alışkın olmadığı bir mevkide oynamasına rağmen iyiydi.

    almanya sadece sağ kanadımızda etkili olabildi. o da kazım'ın yorulmaya başladığı anlardan sonra. kazım zaten portekiz maçında sakatlanmıştı. kazım yorulduktan sonra lahm denen bücür de gitti gitti geldi sağ kanadımızda. zaten almanya'nın tüm hücumları sağ kanadımızdandı. stoperi geçtim gökhan gönül'ümüz sakat olmasaydı bu maç böyle bitmezdi diyorum. gerçi sabri de hücumda çok iyiydi ona da helal olsun. golü attıktan sonra fazla dayanamadık. portekiz'e attıkları golün aynısını attılar. mehmet topal stoper olmadığı için orada sweinsteiger'i kaçırdı. 1-1'den sonra da çok iyiydik ta ki busacca denilen piç kurusu azıncaya kadar. almanlar'ın toparlanmasında çok etkili oldu. hamit'in kazım'ın çekilişlerinde çıkmayan sarı kartı semih'e tek seferde çıktı. çaldığı dandik faullerle almanya sahamıza yerleşti.

    nihayetinde ikinci golü attılar. rüştü'ye söyleyecek söz bulamıyorum hakikaten. kaleye uzak bir pozisyon, mehmet topal klose'nin hemen yanında, klose'nin etkili bir vuruş yapması imkansız, sen kaleyi boşaltıyorsun, sen çıkınca mehmet topal'da iyi yükselemiyor ve klose boş kaleye topu gönderiyor. rüştü birşeyleri iyice düşünmeye başlamalı bence. özellikle hırvatistan maçındaki hatasının aynısını bir sonraki maçta yaptıysa... gerçi semih denen hayvan yine rüştü abisini ipten alıyordu az daha... sabri'nin hala inanamadığım bir şekilde lahm'ı çime gömüşü, çizgiye inişi, bakarak ön direğe yerden kestiği orta ve semih'in usta işi gol vuruşu. "yine yaptık ulan" dedim golden sonra. o kadar kolay değil bu takımı yenmek. sonra aklıma "guiza kim a.q" cümlesi geldi. semih kadar yüreği var mıydı bu guiza'nın? orası belli olmaz da neyse...

    almanya'yı yenmek de o kadar kolay değildi. alman ekolünün en belirgin özelliği disiplindir. oyunun her dakikasında makine düzeninde oynuyor adamlar. ilk yarı ileri çıkamayan philiph lahm, kazım'ı geçip orta sahadaki arkadaşına pası verdiğinde kazım yerdeydi. adamın kasları isyan etti artık mücadeleye. nihayetinde tekrar lahm'a atılan top, sabri'nin ve gökhan zan'ın engel olamaması ile lahm'ın topu alışı, karşı karşıya pozisyonda yakın köşeye sert vuruşu ile almanya tekrar öne geçti.

    aslında bu 3-2'den sonra bile bırakmadık oyunu tekrar saldırdık. alman ceza sahasına yaptığımız bir ortada gökhan zan 1-2 adım ileride pozisyon alabilseydi gol atabilirdik. o olmadı daha sonra frikik kazandık. ibne busacca ballack'ın o faulünde bile sarı kart vermedi. tümer o topu o kaleden soksaydı milli kahraman olmuştu, olmadı. olmasa da, finale çıkamasak da, türkiye ntv'deki bir elemanın dediği gibi kendisini hatırlatmakla kalmadı, kendisini ezberletti dünyaya. hiçbir zaman vazgeçmemeyi, hep ayakta kalmayı, son düdüğe kadar maçı bırakmamayı öğretti ve çok büyük bir iş yaptı. portekiz'in, yenmelerine rağmen hırvatlar'ın bile bu kadar zorlayamadığı almanya'nın götünden ter akıttık. baştan sona hepsiyle gurur duyuyorum, gurur duyuyoruz. tekrar sağolun.
    4 ...