hiçbir masraftan kaçınmadım ve bu mektubu sana olan aşkımı, sevdamı haykırmak için kaleme aldım. mutlu aşk yoktur rüştüm, aşk hep ızdırap hep kahır değil midir, bu sebeptendir ki, sana olan aşkım da aşk tanımına harfiyen uymaktadır. bana çektirdikleirni, ömrümden götürdüğün kayıp yılların haddi hesabı yok, biliyor musun gözbebeğim ?
neyse rüştüm, bilmem hatırlatmama gerek var mı ama sen ki dünya'nın en önde gelen kalecilerinden birisin, vageçilmezsin, bir tanesin, son almanya maçında kaleyi tutan üç şutu da içeri alman bile kariyerine en iyi şekilde ışık tutuyor, senin kontrolünde direkten dönen topları, ağlarla buluşan meşin yuvarlakları unutmadık rüştüm, nasıl unuturuz, yaptıkların yapacakların teminatıdır, sakın kaleciliği bırakayım falan diye düşünme, 40 yaşına kadar oyna.
Bir çuval inciri berbat etme isteğini de çok iyi anlıyorum, inan bana, ironi yapmıyorum, taşşak da geçmiyorum, hele makaraya hiç hiç sarmıyorum, çocukluğuna inmek istiyordum bir ara ama sonra vazgeçtim. hırvatistan maçında da denemiştin aynı ekşını, hatta çuvalın üstünde şöyle bir tepinmiştin de semih hemen seni uzaklaştırmıştı ordan, bilmem hatırlar mısın ?
mektubuma burda son verirken, her maçta boşa çıkan ellerinden, kaleyi tutan her topu ağlarında gören gözlerinden ve her aut atışını taca atabilme becerisine sahip ayaklarından öpüyorum, hakkın ödenmez.
