size sesleniyorum ağzını eğerek ingilizce konuşan türk gençleri. yapmayın böyle şeyler bir daha. ulan sen öyle yaptıkça ben yerin dibine giriyorum. bunun konuştuğu ingilizceyse ben hangi dili biliyorum. biliyorum diye dolandığım dil halbuki bana ne kadar da uzakmış onu görüyorum. depresyona giriyorum akabinde. birkaç damla ter saç diplerimden yola çıkıp boynuma erişiyor o anda. sen öyle bir "shakespeare" diyorsun ki, benim adım attığım toprak ikiye ayrlıyor. ne olur yapma böyle, benim gibi konuş, eğme ağzını; ne olur...